“Saygı duruşumuzla, marşlarımızla, bayraklarımızla… şehitlerimizi HER KOŞULDA ANACAĞIZ!”
Hayatta mutlak biçimler yok. İmkanlara, ihtiyaçlara, koşullara göre bir çok şey değişebiliyor.
30 Mart, Türkiye devrimi açısından özel bir gün. 30 Mart 1972’de Kızıldere’de Mahir ve yoldaşları katledilmiştir. Kızıldere, tarihe sadece bir katliam değil, bir “manifesto”, bir yol gösterici olarak geçmiştir. O günden bu yana da her sene bir çok eylemle, etkinlikle dolu dolu geçer 30 Martlar.
Bu etkinliklerin değişmez bir parçası ise, şehitlerle ilgili anma etkinlikleridir.
Avrupa’da da bu anmalar, zaman zaman büyük geceler şeklinde, zaman zaman Belçika’da yapıldığı gibi büyük salonlarda paneller şeklinde, zaman zaman da Dortmund’da, Köln’de olduğu gibi yürüyüşler şeklinde yapılmıştır.
Bu sene şehitleri anmak, çok daha özel ve özgün koşullarda gerçekleştirilecek.
Korona altında anmalar yapılacak.
Bu anmalar, kitlesel olamayacağı için kendine özgü biçimler geliştiriliyor.
Avrupa Halk Cephesi tarafından yapılan çağrıda da bu özgünlük görünüyor:
“ŞEHİTLERİMİZİN AÇTIĞI YOLDAYIZ HİÇBİR ŞEY “ON”LARI ANMAMIZI ENGELLEYEMEZ!”
başlıklı açıklamada şöyle deniliyor:
“30 Mart -17 Nisan, şehitlerimizi anma ve umudun kuruluşunu kutlayacağımız günlerdeyiz.
Avrupa’da hayatın akışını ciddi anlamda aksatan, binlerce insanın ölümüne sebep olan korona virüsü salgınının yarattığı koşullarda şehitlerimizi anma ve umudun kuruluşunu kutlamak durumundayız.
30 Mart devrimci hareketin tohumlarının Anadolu topraklarına serpildiği, binlerce yıllık sömürünün son bulacağının müjdelendiği gündür. Anadolu halklarına kurtuluşun yolunu gösteren Kızıldere; dünümüz, bugünümüz ve yarınımız, umudun yeşerdiği hepimizin doğduğu yerdir…
Kızıldereyi yaratan devrimci önderlerimiz şehit düşmeyi göze alarak direnme kararı aldıklarında ölümsüzleşeceklerini ve halkımıza bir direnme geleneği miras bırakacaklarını düşünmüşlerdi. Mahir: “Bu direnişte çoğumuz, belki de hepimiz ölebiliriz, ama gelecek kuşaklara bir direniş geleneği bırakırız.” diyerek, şehit düştüklerinden beri bıraktıkları gelenek sürdürülmektedir. Ve sürdürüleceği kanıtlanmıştır.
Mahirleri anmak da bu geleneğin en önemli kısmıdır.
48 yıllık şehitlikleri boyunca her sene Mahirler yoldaşlarının olduğu her yerde anılmıştır. “30 mart devrim şehitlerini anma” adıyla 1980’den beridir, ilerleyen tarihlerde farklı isimlerle kampanyalar örgütlenerek önder şehitlerimiz anılagelmiştir.”
“ŞEHİTLERİMİZİ KORONA ALTINDA ANACAĞIZ”
Açıklamanın “Şehitlerimizi Korona Altında Anacağız” başlıklı bölümünde ise, bugünkü özgün koşullara değinilerek bu koşullarda anmaların nasıl gerçekleştirilebileceği konusunda önerilerde bulunuluyor.
Tek kişi bile olsak, sanki 10 kişiymiş, 100 kişiymiş gibi anmamızı yapalbilmeliyiz denilen açıklamanın bu bölümü şöyle:
“Bugünlerde Kızıldere şehitlerini anma biçimini “korona” salgınının sebep olduğu gerçekliğe uygun şekilde belirlemek durumundayız.
Bir araya gelmenin sağlık açısından sakıncalı olduğundan mümkün olmadığı koşullarda şehitlerimizi bulunduğumuz yerde yaptığımız etkinliklerle anacağız.
Bir araya gelemiyorsak biz de birer ikişer, annemizle, eşimiz komşumuzla, kardeşimiz arkadaşımızla, kimle yanyana gelebiliyorsak, gerekirse tek başımıza da olsak anma programımızı hayata geçirebiliriz.
Evimiz, işyerimiz, parklar, bahçeler… anmalarımızı yapabileceğimiz yerlerdir.
2 kişi, 3 kişi, 1 aile, 2 aile bir araya gelerek görevimizi yerine getireceğiz.
Evlerdeki anmalarımızda, bir kişi bile olsak, sanki 10 kişiymiş, 100 kişiymiş gibi bir program uygulayabiliriz.
– Evlerimizi Kızıldere şehitlerinin resimleri ve kızıl renklerle donatmak.
– Şehitlerimiz için saygı duruşu;
– Yayınlanan açıklamaları okumak
– Mahirleri, tarihimizi anlatan bir video izlemek
asgari anlamda her yerde yapabileceklerimizdir.
Bunun dışında elbette pencerelerimizden kızıl bayraklar asabilir, uygun yerlere pankartlar veya bayraklar asabilir, yazılamalar yapabiliriz.
Bu konuda bütün insanlarımızın, Mahirler’in yolundan yürüyenlerin, şehitlerimizi anmanın coşkusuyla ve yaratıcılığıyla hareket edeceğinden eminiz.
Tarihe ve halkımıza duyurumuzdur; Korona altında, her koşul altında, şehitlerimizi anıyor, umudun kuruluşunu kutluyoruz.”