İki önceydi. Kırıkkale F Tipi Hapishanesi’nde iki tutsak, görüşe çıkarıldıkları sırada, kitap ve aile görüşü haklarının gasp edilmesini protesto etmek için oturma eylemi yaptılar.
Daha doğrusu yapmak istediler. İki tutsağa saldıran gardiyanlar, tutsaklardan Gökhan Gündüz’ün kolunu kırdılar.
Savcılık “Kol Kırmayı” Suç Görmüyor
Savcılık, 25 Mayıs 2017’de gerçekleşen bu saldırıya ve Gündüz’ün kolunun kırılmasına ilişkin *takipsizlik” kararı verdi.
Neye göre takipsizlik kararı verilmişti?
Kolun kırıldığı açık ve ortadaydı.
Kimin kırdığı açık ve biliniyordu.
Üstelik gardiyanların saldırısına ve kol kırmasına ilişkin kamera kayıtları da vardı.
Ancak yine de savcılık, “takipsizlik” kararı verdi.
Gardiyanlar ifadelerinde *biz kırmadık* dediler.
Ama kim kırmıştı öyleyse..
O sorunun cevabı yoktu.
Savcılık, aslında benzer yüzlerce olaydakine benzer bir karar veriyordu. Kararın anlamı ise açıktı: F Tiplerinde işkence serbest!
Eziyet ve Mecburi Dava
Gündüz’ün avukatlarının başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, olayın EZİYET olduğuna ve bu çerçevede işlem yapılmasına karar verdi.
AYM ayrıca Gökhan Gündüz’e 70 bin TL de tazminat ödenmesine hükmetti.
AYM’nin kararından sonra Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı, kol kıran gardiyanlar hakkında mecburen dava açtı .
Gardiyanlar hakkında,
“Kamu görevini kötüye kullanmak ve
Kasten yaralamak” suçlarından 4,5 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Davanın ilk duruşması Şubat ayında Kırıkkale 6. Asliye Mahkemesi’nde görülecek.
Bu defa mızrak çuvala sığmadı, Anayasa Mahkemesi de kırık kolu gizleyemedi ve dava açıldı. Ancak kuşku yok ki, F Tiplerinde işkence sürüyor; işkenceleri ve işkenceleri aklama politikası sürüyor.
