Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarından Didem Bayar Ünsal, Şubat ayında tahliye edilmesi gerekirken, infazı yakılarak tahliye edilmesi engellendi.
İnfazının yakılmasının gerekçeleri ise, faşizmin hukukunun ve tecrit politikasının nasıl şekillendiğini gösteren bir örnek olarak tarihe geçti.
İnfaz Yakma Gerekçesi: “Örgütle arasına mesafe koymak şöyle dursun…”
Avukat Didem Bayar Ünsal’ın tahliyesini engellemek için verilen infaz yakma kararının metni, yukarıda belirttiğimiz gibi, gerçekten tarihe geçecek, tecritin ne olduğunu anlatmak için örnek olarak kullanılacak bir metin.
Kararın tam metni şöyle:
Karar Tarihi: 09.02.2023
Karar No: 2023 / 850
“Hükümlünün ziyaret kayıtlarında arkadaş ve aile üyeleri ile düzenli görüş yaptığı, mektup alış-verişleri, yaptığı telefon görüşmelerinin içerikleri ile çeşitli amaçlarla vermiş olduğu DİLEKÇELERİN içeriklerine bakıldığında, örgütle arasına mesafe koymak şöyle dursun, dışarı ile irtibatının aile üyeleri ile sınırlı olmadığı, örgütsel iletişimde ve haberleşmede bulunmak ve örgütsel faaliyet gerçekleştirmekten kaçınmadığı görülmektedir.
İnfaz süreci boyunca değişik zamanlarda örgütsel saikle disiplin cezası alması ve sakıncalı bulunan mektuplarının bulunması örgütle bağını koparmak şöyle dursun, aksine pekiştirdiğini ve haklarını iyi niyetle kullanmadığını göstermektedir.”
TECRİTTE HER ŞEY YASAK!
Tutsak Halkın Avukatı’na;
- 10 yıldır avukatlığını yaptığı müvekkillerinin tedavi hakkına, yaşama hakkı, savunma hakkı ve işkence yasağına ilişkin dilekçeler yazdığı; Avukatlık yapmaya devam ettiği için,
- Milletvekillerine, bakanlara göndermek istediği mektup ve dilekçeler “sakıncalı” bulunduğu için,
- Keyfi uygulamalara, hak ihlallerine karşı çıkması nedeniyle hakkında soruşturmalar açıldığı için,
- kendisi de tutsak bir avukat olan eşiyle telefonda görüştüğü, mektuplaştığı için,
- Sosyal yaşamını, dışarıyla bağlarını aile bireyleriyle sınırlamadığı, dostlarıyla da görüştüğü için
“ŞÖYLE DURSUN!”
dediler.
Avukat Ünsal: “ŞÖYLE DURAMAM!”
Tahliyesinin engellenmesinin ardından düşüncelerini “şöyle dursun” başlığı altında yazıya döken Didem Bayar Ünsal şöyle dedi:
“Bugün böyle bir kararla özgürlüğüm haksız yere kısıtlanmamış olsaydı, ben de bu deprem günlerinde evleri, dünyaları başlarına yıkılan halkımızın yanıbaşında olacaktım.
Benim için böylesi acı günlerde halkımızın yanında, meslektaşlarımızın omuz başında olamamaktan daha zor ve katlanılmaz değil tutsak olmak.
Bu nedenle “şöyle” duramam.
Halkın avukatlığını yapmayı böyle cezalandırmaya çalışanlara çalışanlara inat şöyle durmayacağım ben!..
Bilirim sizler de durmazsınız… Bizim duracağımız yer zulmün karşısıdır.
Zulmün ve adaletsizliğin karşısında şöyle böyle değil de, nasıl dikiliyoruz omuz omuza gösteriyoruz şimdi hep birlikte.
Adalete özlem, sizlere sevgiyle ve daima umutla.
12.02.2023
