Korona salgınında yüzlerce sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Dünyada Koronanın meslek hastalığı sayılmadığı bir kaç ülkeden biri olan ülkemizin sağlık bakanı, neden meslek hastalığı olarak kabul etmediklerini açıkladı: “EVLERİNDE ÖLEN VAR”!
Koronavirüsün meslek hastalığı kabul edilmesi talebine, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Evde hastalananlar var, nasıl meslek hastalığı kabul edelim” açıklaması yaptı.
Konuyla ilgili TTB bir açıklama yaptı.
Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, “Bakan Selçuk’a tekrar hatırlatırız ki kamu-özel tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında; özellikle acillerde, yoğun bakımlarda, poliklinik ve servislerde, eczanelerde, aile hekimliği merkezlerinde ,112 acil yardım istasyonlarında, halk sağlığı ve ilçe sağlık müdürlükleri ile filyasyon ekiplerinde görev yapan tüm sağlık çalışanları Covid-19 virüsünü, deri koltuklarında ve evlerinde otururken kapmadılar. Salgında en ön saflarda mücadele ettikleri için kaptılar ve hayatlarını kaybettiler. 200 bin sağlık çalışanının hastalandığı ve 395 hekim ve sağlık çalışanının yaşamını yitirdiği bilinmektedir. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşımızın eşinin Bakan’a yazdığı ‘size hakkımızı helal etmiyorum’ cümlesini tekrar hatırlatarak Selçuk’u Covid-19 nedeniyle hayatlarını kaybeden hekim ve sağlık çalışanlarının ailelerinden özür dilemeye ve istifa etmeye çağırıyoruz” dedi.
Bakana göre bir hastalığın meslek hastalığı sayılması için o meslekten insanların tamamının o hastalıktan ölmesi gerekiyor. Örneğin meslek hastalığı sayılan hastalıklardan biri olan akciğer kanseri olmaktan çıkartılmalı bu halk düşmanı bakana göre. Çünkü en çok maden işçilerinde görülür ama maden işçilerinin tamamı akciğer kanserinden ölmez. Hatta bazıları, evinde bile ölebilmekte!
Ceylan derili koltuklarda oturup doymak bilmez iştahları ile sanki ihtiyaçları varmış gibi 25-30 bin TL maaş alan, maymun gibi el kaldırıp el indirmekten ve çalıp çırpmaktan başka hiç bir şey yapmayan milletvekillerinin sahip olduğu olanaklar saymakla bitmez. Bir tek milletvekilinin ölene kadar sahip olduğu olanaklar yoksul bir kasabanın ihtiyacını karşılar.
Ama halk düşmanı bakanın gözü meslek hastalığı kabul edildiğinde hayatını kaybeden emekçinin sahip olabileceği haklarda.*
Bir dönem dahi yapmış olsa, bir milletvekilinin ölene kadar hatta öldükten sonra bile yakınlarının sahip oldukları ayrıcalıklara bakın ve karşılaştırın. Bu şekilde halk düşmanı bakanın utanmazlığı daha açık ve net görülecektir.
- Her yıl 2-3 kez artan, kaç TL maaş aldıklarının takip edilmesini bile zorlaştıracak seviyede yüksek maaş. Halen milletvekilleri 30 bin TL’ye yakın maaş almakta
- Meclis lüx lojmanları hizmetlerinde
- Tüm ailesine diplomat pasaportu. Bu hak milletvekilliği yapmasa da kalıyor. Öldükten sonra ailesi diplomat pasaportu kullanmaya devam edebiliyor.
- Ücretsiz sağlık hizmetleri. Devlet milletvekillerine 12’şer adet inplant diş hakkı veriyor. Bu hizmetler sadece kendisine değil tüm aile fertlerine de sağlanıyor.
- Tek dönem milletvekilliği yapsa da yani 4 yıl, ölene kadar milletvekili emekli maaşı bağlanıyor.
- Ölüm halinde ailesine maaş bağlandığı gibi 127 bin TL ölüm tazminatı ödeniyor.(2019 rakamları)
Milletvekilinin görevdeyken sahip olduğu imtiyazlar saymakla bitmez. Makam araba(ları), meclis lüx restorantından çok ucuz faydalanmak, ulaşım…
Bu yukardaki imtiyazlar sadece bir çırpıda akla gelen imtiyazlar. Bir de dipnotta halk düşmanı bakanın sağlık emekçilerine “evde ölen de var” diyerek vermemelerini açıkladığı meslek hastalığı haklarına bakınız…
* a) Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi
b) Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması
c) Meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması
d) Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi
e) Meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi