(Ahmet Dik , 6 Ocak 2020, Sendika.org’dan)
Evet, İbrahim Gökçek’in dediği gibi “ben de o Grup Yorum ezgileriyle büyüyen milyonlarca insanlardan biriyim Grup Yorum susturulamaz: Nefeslilerde demir parmaklık, vurmalılarda öfkem… “Milyonlarca insan gibi ben de Grup Yorum ezgileriyle büyüdüm. Şimdi hepimizin Grup Yorum’a karşı bir sorumluluğumuz var. Gitarım yanımda, bestelerimi hücrede yapıp, türkülerimi hücremde söylüyorum.”
Bu sözler, yıllarını sanata adamış, halkın sesini notalara kazımış Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’e ait. Gökçek, açlık grevi eylemini ölüm orucuna çevirdi. Talebi ise Grup Yorum’a yönelik konser yasaklarının kaldırılması ve İdil Kültür Merkezi’ne yönelik baskıların son verilmesi.Evet, İbrahim Gökçek’in dediği gibi ben de o Grup Yorum ezgileriyle büyüyen milyonlarca insandan biriyim.
Yorum’un dokunuşu “Çav Bella”, “Gündoğdu Marşı”, “Şarkışla” ve “Kızıldere” eserlerini Grup Yorum’dan, lise sıralarında dinleyerek başlamıştım bu yolculuğa. İlk başlarda ritmini, ezgisini sevdiğim her parçanın hikayesini araştırarak Mahirleri, Denizleri öğrendim.Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan… “Şarkışla” adlı eserle tanımıştım üç fidanı. Onların hayat hikayelerini ve peşinden koştukları mücadeleyi.
6 Mayıs 2012’de hayatımdaki ilk eylemime katılmıştım, Denizlerin anması. O heyecanla tanımadığım onlarca insanın arasında, elimde Hüseyin İnan’ın portresiyle, Lisesi Genç Umut kortejinde yürüyüşe katılmıştım. Bu anı, bende dönüşümün başlangıcı olmuştur, Yorum’un dokunuşu sayesinde…Sevinç, hüzün, keder… Her zaman dinler, her zaman söylerdik Eskişehir’de Porsuk Çayı’nın kenarına yaz günü arkadaşlarla oturup gitarla Yorum ezgilerini söylerken, yanı başımızda oturan insanların da eşlik ettiğini hatırlıyorum. Bağıra bağıra söylerdik ki türküleri, insanlarla yan yana gelip birlikte söyleyelim, öyle daha çok hoşumuza gidiyordu.Hayatın her yerinde duyabiliyorduk Grup Yorum’un ezgilerini.
Bir anmada, polis barikatında, caddede ilerleyen bir araçta, kafede ya da statta…Katledilmiş çocukların anmalarında söylenirdi, “Bir oğul büyütmelisin” parçası, Fenerbahçe taraftarı kendine uyarlardı tribünlerde söylemek için “Haklıyız kazanacağız” parçasını…Yorum’un ezgileri sadece kavgada düşenler değil, mücadele edenler, halay çekenler. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in, Ahmet Telli’nin, Nazım Hikmet’in, Gülten Akın’ın şiirleridir Grup Yorum’un ezgileri.Dünden yarına Ruhi Su’nun parçalarını taşıyandır Grup Yorum ezgileri. Konser yasakları, operasyonlarBenim yaşıtlarım (kuşağım) için bir uktedir belki de Ahmet Kaya ve Grup Yorum konserleri. Onları canlı dinlemenin verdiği heyecanı tatmak isterdim aslında. İnönü’de olan 25. yıl konserinde olmak isterdim mesela ya da Bakırköy konserlerinde…
2016 yılında Okmeydanı Sibel Yalçın Parkı’nda bir Grup Yorum konseri düzenleneceği duyurulmuştu. Lokal bir konser düzenlenecekti ancak bendeki heyecan bambaşkaydı. Hayatımda ilk defa canlı Grup Yorum’u dinleycektim. Sibel Yalçın Parkı’nın amfisine ses sistemleri kurulmuş, kalabalık toplanmıştı ancak akrep tipi zırhlı araçlar gaz kapsüllerini parka atarak konseri yasaklamıştı. Bu da içimizde kaldı ama Grup Yorum’un da “Özgürlük türküsü” adlı eserinde dediği gibi:“bulutlar ağlar, dağlardan akar savrulur zindanlara zinciri kırar duvarı yıkar kavuşuruz meydanlarda”
Baskılar o günden sonra daha da fazla arttı, İdil Kültür Merkezi neredeyse gün aşırı basılır oldu. Polis, her baskın sonrası kültür merkezini darmaduman edip, gözaltına aldıklarını da “örgüt üyesi” diyerek tutuklatırdı.Yıllardan beri bu kadar baskının, şiddetin, tutuklamaların karşısında dirençle, inatla, canla-başla sanatlarını üretmeye, türkülerini söylemeye devam eden bir Grup Yorum var bu topraklarda.Yazı Silivri’de tutuklu bulunan grup üyesi İbrahim Gökçek’in sözleriyle başladı ve onun sözleriyle bitsin:“Açlığımız söyleyecek o halde, türkülerimizi bundan böyle Sahnemiz; tarih… Ve muhteşem orkestra Yaylılarda dikenli teller Nefeslilerde demir parmaklık Vurmalılarda öfkem…”