Bir yandan her yerde “evde kal” çağrıları, bir yanda insanların evde kalmasını imkansız hale getiren hayat şartları. Yoksulluk. Bir gün çalışmasa yaşayacağı açlık. Ve bu gerçekle karşı karşıya olan milyonlar.
Hiç bir konudaki endişelere cevap olmayan bir düzen. Halka hiç bir konuda “merak etmeyin” diyemeyen bir iktidar. Halk endişeli. Ne olacağını merak ediyor. Neyle karşılaşacağını bilmiyor.
Evden çıksa hastalığa yakalanma tehlikesi –ki bu, sabah akşam her yerde duyuluyor-. Evden çıkmasa açlık! Ne elektrik, ne gaz ne su faturaları bağışlanması bir yana ertelenmesi dahi söz konusu değil… hiç bir destek yok. Hiç bir konuda bir destek olmayınca iki yüzlü bir şekilde yapılan “evde kal” çağrılarına da ağız dolusu küfür ederek cevap veriyor halk. Haksızlar mı?
Zaten fiilen de “evde kal” çağrıları zenginlere yapılıyor. İşçiler fabrikalarda tezgahının başında, inşaatlarda, marketlerde, posta, temizlik işlerinde… emekçiler hayatı devam ettiriyorlar. Köylü tarlalarda, memur masasında… kimse “tamam siz işe gitmeyin bir süre. Gerekli ihtiyaçlarınız devlet tarafından karşılanacaktır” demediği için herkes işine gitmeye devam ediyor.
“evde kal” çağrısı orta sınıfa da yapılmıyor. Zaten yapılsa da pek karşılık bulmaz. Çünkü orta kesim de evden çıkmayarak belki bir kaç hafta idare edebilecek durumda. Evlerinde kalabilmeleri yani en azından neyin ne olduğunu anlamaları için gerekli zamanı dışarı çıkmadan geçirebilmeleri için işçinin, köylünün olduğu kadar orta sınıfın da desteğe ihtiyacı var.
Evde kalmak böylesi zamanlarda bir hak. Bu hak da faşizmin hakim olduğu ülkemizde diğer haklar gibi kullanılamıyor. Hiç bir güvencesi olmadan, hatta hastalığın bulaşmaması için gerekli hiçbir önlemin alınmadığı koşullarda çalışmaya devam ediyor halk.
Yüksel direnişinde gözaltına alınırken haykıran mimar Alev Şahin bu gerçeği haykırıyor. “kendileri saraylardan çıkmıyor, halkı fabrikalarda yüzbinlerce insanı bir arada çalışmaya mahkum ediyorlar…çalışmasalar açlık çalışsalar hastalık” diyor.
Fabrikalardan da işçiler sesleniyor. “Evde kalmak istiyoruz”. Ama ülkemizde diğer haklarımızı almak için olduğu gibi evde kalmak için de dişe diş mücadele etmek gerekiyor.