Anayasa Mahkemesi, 2014’de Soma’daki maden katliamında ölenlerin yakınlarının başvurularını “başvuru yolları tüketilmedi” gerekçesiyle reddetti
Tarih 13 Mayıs 2014’tü.
Manisa’nın Soma ilçesinde bir maden katliamı yaşadı.
Yaşanan bir “iş kazası” değil, KATLİAM’dı.
“Kaza” gözgöre göre geliyordu.
Patronlar ve onların emrindeki yöneticiler, madencinin can güvenliği için gereken hiçbir şeyi yapmamışlardı.
Sonuç: Soma’da o gün 301 madenci katledildi.
Ve o gün bugündür, 301 madencinin ailesi adalet arıyor.
KATLİAMIN SORUMLULARINA AKLAMA!
Maden katliamının ardından yürütülen soruşturmada, şirketin müdür yardımcısı, bir önceki yönetim kurulu başkanı, şirket hissedarı, yöneticisi ya da çalışanının arasında bulunduğu 42 kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.
Yani kısacası, Patronlar ve üst yöneticiler, korumaya alındı.
Aralarında mühendislerin bulunduğu 45 kişi hakkında ise “olası kastla öldürme ve netice sebebiyle… birden fazla kişinin ölümü ile birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma…” suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldı.
Mahkeme süreci bir tiyatro süreci idi. Ne gerçek katiller yargılandı, ne gerçek bir soruşturma yapıldı.
Aileler adaletsiz kaldı.
İşte bu nedenle aileler, bu kez Anayasa Mahkemesi’nin kapısını çaldılar.
Madende katledilenlerin yakınları, kovuşturmasızlık kararına yaptıkları itirazların reddedilmesi üzerine, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundular.
Fakat…
KATLİAM KABUL EDİLEBİLİR… İTİRAZ KABUL EDİLEMEZ
Anayasa Mahkemesi ise, Soma’da katledilen madencilerin yakınlarının bu başvurularını reddetti
Anayasa Mahkemesi, katledilenlerin yakınlarının yaptığı bireysel başvuruyu, başvuru yolları tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemez buldu.
Anayasa Mahkemesi’nin itirazları reddetme kararında şöyle deniliyor:
“Somut başvuruda ölüm olayına ilişkin olarak bazı şüpheliler hakkında düzenlenen iddianamenin kabulüyle başlayan yargılama süreci devam etmekte olup bu davada yapılan araştırma sonucunda olayda sorumlulukları bulunan kişiler tespit edilerek haklarında kamu davasının açılmasının sağlanması her zaman mümkündür. Bu kapsamda haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen kişilerin de sorumluluklarının tespit edilmesi halinde kamu davası açılması önünde bir engel bulunmamaktadır”.
Karara bakın!
AYM. katledilenlerin yakınlarının acılarıyla alay edercesine diyor ki, “durun daha… belki o hakkında kovuşturmaya gerek yoktur diye karar verilenler hakkında da kamu davası açılması her zaman mümkündür.”
Peki ne zaman?
