Ali Osman’ı Katletmek İsteyen ÜÇLÜ ÇETE!

Hasta bir tutsak var; adı Ali Osman Köse.. 

O yüzlerce hasta tutsaktan biri. 

Hastalıklarının tedavisinin hapishanede mümkün olmadığı apaçık. 

Fakat faşizmin bürokrasi çarkında, bir hak kullandırılmayarak, katledilmek isteniyor. 

Katletme görevini üstlenen ise üçlü çete.

Üçlü çete kimlerden oluşuyor?

ADALET BAKANLIĞI, ADLİ TIP KURUMU VE TEKİRDAĞ F TİPİ HAPİSHANESİ.  

Bu üçlü çete. 

ülkemizde adaletsizliğin simgesidirler. 

Bu üçlü çete,

işkence yapmanın da, işkenceleri gizleyip aklamanın da, ustasıdırlar. 

Üçlü çeteye yakından bakalım: 

Çetenin Birinci Üyesi: 

ADALET BAKANLIĞI!

Adı, Adaletsizlik Bakanlığı olmalıydı. 

Yıllardır tüm büyük katliamların içinde ve yönetimindedirler. 

En çok katlettikleri adaletin kendisidir. 

Koridorlarında kan doludur. Son zamanlarda yolsuzluklar ayyuka çıkmıştır. 

Her kararlarını yasalara göre değil, hükümete verirler. 

“FETÖ Borsası” kurulmuş, cümle hakim ve savcılar bu borsanın parçası olmuştur. 

FeThullahçıların yerini farklı tarikatların ve mezheplerin aldığı bir kurumdur. 

Hakimler Savcılar Yüksel Kurulu (HSYK) aracılığıyla kendi hakim ve savcıları üzerinde terör estirir. 

Çetenin İkinci Üyesi: 

ADLİ TIP KURUMU

Adli Tıp Kurumu 1917’de kuruldu. Adalet Bakanlığı’na bağlıdır. Fakat AKP iktidarıyla birlikte, yöneticilerinin çoğu (başkan ve başkan yardımcıları) Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. 

Ne işe yarıyor?

“Adli Tıp Kurumu, Adalet Bakanlığı bünyesinde, adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak, adlî tıp uzmanlığı ve yan dal uzmanlığı programları … düzenlemek ve bunlara ilişkin eğitim programları uygulamak üzere kurulan devlet kurumu.”dur.

Mahkemeler, hâkimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen adlî tıpla ilgili konularda bilimsel ve teknik görüş bildirir.

ATK’da asıl işi İhtisas Daireleri ve İhtisas Kurulları yapar. 

Trafik İhtisas Dairesi, mahkemeler, hakimlikler ve savcılıklarca gönderilen trafik olayları ile ilgili konularda gerekli muayene ve incelemeleri yapar ve sonucunu bir raporla tespit eder.

Morg İhtisas Dairesi, Gözlem İhtisas Dairesi, Kimya İhtisas Dairesi, Biyoloji İhtisas Dairesi, Fizik İhtisas Dairesi, Adlî Bilişim İhtisas Dairesi, ve Kurulları gibi alt organları vardır. .

Devrimci hasta tutsaklarla ilgili kararlar çoğu zaman Adlî Tıp Üçüncü İhtisas Kurulu bünyesinde alınır. 

Bu kurulun başında bir dönem, Nur Birgen adlı bir Mengele artığı vardı. 

işkenceyi gizlediği için hakkında soruşturmalar açıldı, Türk Tabipler Birliği tarafından meslekten atıldı, fakat bu işkenceci doktor, Adli Tıp Kurumundaki İhtisas Kurulu Başkanlığı’nı sürdürdü. Yerini korudu. 

Bu örnek bile aslında kurumun niteliğini göstermeye yeter. 

Bir milletvekili tarafından TBMM’ye Adli Tıp’la ilgili verilen soru önergesinin giriş bölümü, Adli Tıp’ın durumunu özetliyor aslında: 

ATK, artan eleştiriler ve adaletsizliklerinin, yolsuzluklarının, usülsüzlüklerinin teşhir olması üzerine, Devlet Denetleme Kurulu tarafından “inçcelenmek üzere mercek altına alındı”. 

Karar ve raporları, bilimsel, adaletli ve hatta hukuki de değildir; tersine hemen her kararı tartışmalıdır.  

Güvenilirlik, tarafsızlık, ATK’dan uzaktır. 

Adaleti sağlaması gereken bir kurum olduğu halde, pek çok adaletsizliğe ve hak ihlaline yol açmıştır. 

Öyle ki ATK kendi yasalarına bile uymamaktadır. Örnek: 

“2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu, her türlü şiddet ya da işkence vakalarında fiziksel travmaların yanında ruhsal tramvanın da değerlendirilmesi gereğini şart koşmasına rağmen, Adli Tıp uzmanları, yalnızca fiziksel travma bulgularını önemseyip, ruhsal travma bulgularını görmezden gelmektedir.”

ATK, “resmi bilirkişi” olması nedeniyle, bir çok kararda haksız cezaların zeminini oluşturmaktadır. 

ÇETENİN ÜÇÜNCÜ ÜYESİ: 

Tekirdağ Hapishanesi… 

Üçüncü çete üyesi, Ali Osman Köse özelinde, Tekirdağ hapishanesidir. Ancak bir çok hasta tutsak için üçüncü çete üyesi, sayısız F Tipinin, özel tip hapishanelerin yönetimleridir. 

Bu çete üyeleri, bırakın hasta tutsakları tedavi etmeyi, tutsakların hastahaneye götürülüp getirilmesini, revire çıkarılmalarını, hastalar için adeta bir işkenceye, eziyete çevirmektedirler. 

Tutsakların hastalıklarının çoğu, işkenceler ve ağır tecrit sonucudur. ikisinin de uygulayıcısı bu üçüncü çete üyeleridir. 

Sosyal ağlarda paylaşın