Darbeden tutuklu askeri okul öğrencilerinin aileleri AKP önünde eylemde…

Darbeden tutuklu askeri okul öğrencilerinin aileleri AKP önünde eylemde… 

HAK ALMAK İÇİN, HAKLARI YOK EDEN DÜZENİN KURUMLARINDAN KOPMAK GEREKİR!

15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından, darbecilerin dışında, darbeyi bile isteye gerçekleştirenlerin dışında, darbeye sürüklenen binlerce insan da tutuklandı. 

Bunların arasında bazı askeri öğrenciler de vardı.  

Tutuklu askeri okul öğrencilerinin anneleri, 16 Eylül Pazartesi günü AKP’nin İstanbul İl Binası önünde oturma eylemi yaptlar.

AKP İstanbul İl Binası önünde bir araya gelen 15 askeri öğrenci ailesi, oturma eylemine başlarken, eylemin AKP’li bir yetkiliden cevap alana kadar süreceğini belirttiler. 

***

15 Temmuz darbe girişimini yapan Fethullahcılar ve onların peşinde darbeye sürüklenenler, girişimin başarısızlığa uğramasından sonra, iktidarın her türlü baskı, terör ve işkencesine maruz kaldılar. 

Burjuva düzen içindeki darbe kuralı burada da işledi, 

Egemen sınıfların kendi içindeki iktidar ve paylaşım savaşlarının sonucu olan darbeler için söylenen kural şudur: 

“Ya baş olursun, ya başın gider.”

Bu kez de öyle olmuştur. 

Fethullahcılara ve çevrelerine yönelik yaygın tutuklamalar yapılmış ve bugün de operasyonlar çeşitli biçimlerde devam etmektedir.

Fethullahçılara ve darbeye doğrudan dolaylı katılmış kesimlere, bu operasyonlar sırasında yoğun ve yaygın işkenceler yapıldı. Sayısız tutukluya tecavüz edildi. 

Telefonda adın var diye tutuklananlar oldu.

Fakat bu çevre ve bu çevreden olmayıp da şu veya bu şekilde darbeciliğin içinde yer alanlar, o günden bu yana, kendilerine yönelik işkencelere hukuksuzluklara karşı seslerini çıkaramadılar. 

Bunun asıl olarak iki nedeni vardı: 

Birincisi, haksız, gayri meşru bir darbenin sanıklarıydılar. Halk karşısında savunabilecekleri haklı bir eylemleri yoktu. Meşru bir konumda değillerdir.  

İkincisi ise şuydu: 

Fethullahcılar, varoluşlarından bu yana, hep DEVLETLE VE İKTİDARLA BİRLİKTE OLMUŞLARDIR. NE YAPMIŞLARSA, DEVLETİN VE İKTİDARIN DESTEĞİYLE YAPMIŞLARDIR. 

Devletten ve iktidarlardan bir baskı görmemişlerdir. Gelen giden her iktidarla anlaşmış, hepsinin en gerici faşist uygulamalarına destek vermiş, bunun karşılığında da devlet ve iktidarlar tarafından hep desteklenmişlerdir. 

Böyle olduğu için, onların geleneklerinde devlete, iktidara karşı direnmek, mücadele etmek, eylem yapmak, devleti eleştirmek, yoktur. 

Bu nedenle, Fethullahçılara yönelik operasyonlar, işkenceler, tutuklamalar sürerken, çoğunun tek düşünebildiği yurtdışına kaçmak veya bir kenara sinip saldırıların geçmesini beklemek olmuştur.

Bu nedenle şimdi, bu ailelerin hak, özgürlük aramak için AKP önüne gitmeleri farklı bir gelişmedir.

Fakat hak arama yoluna giriyorlarsa, bilmeliler ki, bu iş o kadar kolay değildir. 

– Gerçekten çocuklarının darbeye katılmadığını veya iradeleri dışında kullanılıp süreklendiğini söylüyorlarsa,

ilk adım; 

bu devletin, bu ordunun niteliğini görmüş olmalıdırlar. 

Bu ordunun vatan savunmasıyla bir ilgisi yoktur. Ordu faşist iktidarların, Amerikancıların bir aletidir. Askeri okullar, kutsal bir ocak değil, faşizme ve emperyalizme bekçi köpekleri yetiştiren bir yerdir; hak aramaya, çocuklarını bir daha oraya göndermeyeceklerini açıklayarak başlamalıdırlar. 

İkinci adım: 

o kapıya, AKP’nin önüne, devletle, iktidarla uzlaşmak veya yalvarmak için gitmemelidirler. O düzenle işbirliğini sürdürmektir. 

– AKP’nin de, Fethullahcıların da inayet ve icazetini reddetmelidirler. 

– AKP işbirlikçiliğini de, ABD işbirlikçiliğini de mahkum etmelidirler. 

Üçüncü adım: 

– Bu ülkede hapishanelerdeki tutsakların yakınlarının hak ve özgürlükleri nasıl savunduklarını görmek için, TAYAD tarihine bakmalıdırlar.   

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.