
Bu yazı haftalık siyasi dergi Halk Okulu’nun 309. sayısından alınmıştır.
TOPRAKLARIMIZIN TALAN EDİLMESİNE, VATANIMIZIN YAĞMALANMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!
Emperyalist maden tekelleri, ülkemizin dört bir yanında topraklarımızı talan edi-yorlar. Topraklarımız adeta yağma talan alanına çevrildi.
8 Ekim tarihli Cumhuriyet gazetesinden Şeyda Öztürk’ün haberine göre “Eskişehir’de ABD işbirliğiyle nadir elementlerin çıkarılması iddiasına karşı tepkiler sürüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Eti Maden işletmeleri, Eskişehir Beylikova’daki 800 bin ton rezervlik nadir toprak elementi rezervini pilot tesis olarak işletiyor. 2017’de çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatılan proje, 2021’de onaylandı. Onayın ardından tesis de 2023’te kuruldu. Proje alanı stratejik maden statüsünde olduğu için de dışarıya bilgi çıkışı bulunmuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump 26 Eylül’de Beyaz Saray’da görüşme yapmıştı. Bunun ardından Bloomberg, rezerv alanının geliştirilmesi için görüşmeler yapıldığını aktarmıştı. Ayrıca jet hızıyla Meclis’ten geçirilen talan yasasında nadir toprak elementlerinin özel şirketler aracılığıyla yabancı sermayeye devredilmesi yeniden gündeme geldi.”
Temmuz ve Ağustos ayları boyunca ise ülkemizin dört bir yanında bir türlü söndürülemeyen ormanlarımız yakılmıştı.
Yakılan ormanların neden söndürülemediği konusunda halkımızın somut hiçbir bilgisi olmamasına rağmen doğrudan emperyalist maden şirketleriyle bir bağ kurmuştu. Ormanlarımızın emperyalist maden şirketleri ile AKP iktidarı işbirliğiyle yakıldığını söylüyordu halkımız. Erdoğan ve Trump görüşmesi sonrasında ise halkı-mızın yanılmadığını gösteren somut bilgiler ortaya çıkmaya başladı.
ÜLKEMİZ NADİR TOPRAK ELEMENT REZERVİNDE ÇİN’DEN SONRA DÜNYA İKİNCİSİ
Bakanlıklardan yapılan açıklamalara göre bölgede 694 milyon tonluk rezerv bulunuyor. Bu miktar Çin’in 800 milyon tonluk rezervinden sonra ikinci sırada yer alıyor.
Nadir toprak elementlerinin yüzde 97’sini Çin işletiyor. Türkiye’nin ise nadir toprak elementini işletecek teknik, teknolojik kapasitesi yok. Bu nedenle ABD, adeta ülkemizdeki nadir toprak elementine çökmüş durumda. Son Erdoğan ve Trump görüşmesi, işbirlikçi iktidarlar tarafından topraklarımızın nasıl yağmalandığını, nasıl talan edildiğini bir kez daha gösterdi.
Trump’un Ukrayna’nın nadir toprak elementlerine çökerken devlet başkanı Volodimir Zelenski’yi nasıl aşağıladığı hafızalarda iken benzer bir aşağılamada da Erdoğan ve Trump görüşmesinde yaşandı. Trump, Erdoğan’ı göstererek “seçimlerde hile yapmayı iyi bilir” dedi. Yani Trump, işbirlikçisine diyor ki; senin her türlü pisliklerini biliyorum. İktidarda kalmak istiyorsan her isteğimizi yerine getirmek zorundasın. Gayri meşru şekilde iktidar oldun, İktidarda kalman benim elimde.
NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ NEDİR?
Nadir toprak elementleri ya da kısaca NTE, lantanit-lerle birlikte itriyum ve skandiyum elementlerinin oluş-turduğu bir grubu kapsamaktadır. Lantanitler atom numaraları 57’den 71’e kadar olan ve kimyasal olarak benzer elementlerin oluşturduğu bir gruptur. Atom numarası 39 olan itriyum ve atom numarası 21 olan skandiyum da lantanitlerle benzer kimyasal özellikleri nadir toprak elementlerinin içine dâhil edilmiştir. Yerkabuğunda diğer minerallere oranla daha fazla bulunmadıkları sanıldığından dolayı bu ismi almışlardır.

NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ NE İŞE YARAR?
Nadir toprak elementleri cam ve seramik sanayi, metalürji sanayi, lazer üretimi, mıknatıs üretimi, petrol katalizörü ve ileri teknoloji cihazların üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Nadir toprak elementleri günümüzde hibrid arabalarını, elektrikli taşıt araçlarını, rüzgâr türbinlerini, güneş enerjisi panellerini, MR makinelerini ve birçok temiz enerji teknolojisini hayata geçir-mektedir. Dijital dönüşüm ve yeni teknolojik gelişme-lerle birlikte ve özellikle uzay teknolojilerinde ve savunma sanayisinde kullanılmasıyla önemi çok daha arttı. Lidyum, germanyum gibi bu alanda 17 element bulunmaktadır. Nadir Toprak elementi olarak bilinmesi, bunun az olmasından kaynaklı değil, esas olarak zor ayrıştırılmasındandır. VATANIMIZ YAĞMALANDIĞI GİBİ TOPRAKLARIMIZ ZEHİRLENİYOR
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, 694 milyon ton rezervi işleyecek büyüklükte bir projenin toprakta verim kaybı ve asitleşmeye yol açabileceği belirtiliyor. Bunun yanında ağır metallerin suya karışması ve asit kirliliği oluşması da tehlikeler arasında yer alıyor. Çalışmaların artmasının halk sağlığını tehdit edecek şekilde gaz salınımı, toz ve asit yağmurunu beraberinde getireceğini söylüyor.
Özet olarak bir taraftan topraklarımız yağmalanırken diğer taraftan yağmanın arkasında topraklarımızın, sularımızın zehirlendiği bir ülke bırakılıyor.
Emperyalistlerin kendi ülkelerinde bir ağacı kesmenin cezasıyla bir insanı öldürmenin cezası arasında büyük bir fark yok. Bizim ülkemizde ise emperyalist ve işbirlikçi maden şirketlerinin ülkemizi yağmalamasının birinci dereceden etkileneni işçilerdir. Erzincan İliç maden ocağında olduğu gibi her yıl onlarcamız maden-lerde göçük altında kalıyoruz. “İşin fıtratında var” denilerek emperyalist tekellerin karları için katlediliyoruz. Esas olarak ise vatanımız adeta yağma talan ediliyor. Ülkemizin yer altı, yer üstü zenginlikleri emperyalist tekellere peşkeş çekildiği gibi geride tüm pisliklerini, zehirlerini topraklarımıza bırakarak tüm geleceğimizi karartıyorlar.
Evet, nadir toprak elementleri rezervi bakımından dünyanın ikinci büyük ülkesiyiz. Ancak bunun halkımıza ne yararı var? Emperyalist ve işbirlikçi maden tekelleri ülkemizi yağmalayıp götürüyorlar. Bize ise madenleri çıkartırken onların karları için göçük altlarında ölmek düşüyor. Havamızın, suyumuzun, topraklarımızın dolayısıyla tün halkımızın zehirlenmesi, geleceğimizin karartılması düşüyor.
Buna izin vermeyeceğiz.
İşçilere, köylülere, gençlere, emeklilere, yaşlılara sesleniyoruz; Vatanımızın talanına, geleceğimizin karartılmasına sessiz kalmayalım. Emperyalist tekelleri ve işbirlikçilerini topraklarımızı kovalım. Bu vatan bizim, bu halk bizim, kahrolsun emperyalizm. Kahrolsun işbirlikçi AKP faşizmi.
HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!
