
41 yıldır Fransız emperyalizmi tarafından hukuksuz, gayri-meşru bir biçimde tutsak edilen George İbrahim Abdullah, sonunda uzun bir direnişin ve mücadelenin sonucunda özgürlüğüne kavuştu ve vatanına, Lübnan’a döndü!
George İbrahim Abdullah’ı Beyrut Havalimanı’nda binlerce kişi karşıladı. Abdullah, burada yaptığı konuşmada, Filistin direnişini selamlayarak, direnişin tırmandırılması çağrısı yaptı.
FHKC Genel Sekreter Yardımcısı Cemil Mezher de George İbrahim Abdullah’ın özgürlüğüne kavuşması vesilesiyle, bizzat kendisine bir mesaj gönderdi.
Mesajın bir bölümünde şöyle deniliyor:
“Yoldaşım, büyük devrimci önder Corc,
Direniş ve özgürlük selamlarımla.
Filistin, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Genel Sekreter yoldaş lider Ahmed Saadet ve Cephe’nin liderliği, kadroları ve üyeleri adına, Fransız hapishanelerinde geçen 41 yılın ardından özgürlüğünü kazanman vesilesiyle en sıcak tebriklerimi ve en samimi gurur duygularımı iletiyorum.
Sen, devrimci direnişin ve ulusal onurun bir sembolü oldun ve olmaya devam ediyorsun. İlkelerin hapsedilemeyeceğinin, iradenin kırılamayacağının, Filistin ve insan hakları mücadelesinin asla yaşlanmayacağının canlı bir örneğisin.
Kırk yılı aşkın süredir Filistin, Arap halklarının onuru ve dünyanın özgür insanları için olan devrimci ilkesel duruşlarından ve inançlarından asla taviz vermedin.
Corc yoldaş,
Esaretten kurtuldun, ancak dünyanın özgür halklarının vicdanından hiç eksik olmadın. Nesillerin duruşlarını ve anlatılarını oluşturduğu ilham verici bir devrimci modeli temsil ettin. Evine döndün, ancak her savaşın ve her meydanın kalbindeydin. Sadece özgür değilsin, aynı zamanda iki ayak üzerinde yürüyen bir özgürlüksün. Birçok kişinin koltuk ve pazarlık peşinde koştuğu bir dönemde, devrimci saflığın mümkün olduğunu ve davaya bağlılığın zamana bağlı olmadığını teyit etmek için ortaya çıktın.
Dar bir Fransız hapishanesinden daha geniş bir alana çıkarak özgürleştin… Ama bu alan henüz özgür değil, çünkü Gazze hâlâ soykırımın ve kuşatmanın boyunduruğu altında kanıyor ve dünyanın utanç verici sessizliği sürüyor.
Filistin’i mücadelesinin pusulası olarak seçen Corc, sana selam olsun. Sen sadece bir Lübnanlı tutsak değildin, tam anlamıyla siyasi bir Filistinli tutsaktın. Sadece Lübnan’da savaştığın için değil, kaçırıldığın andan itibaren “Gazze kanımda akıyor ve direniş, halkların zaman aşımına uğramayan hakkıdır” dediğin için tutuklandın.
Gazzenin füzelerle bombalandığı, çocukların enkaz altında kaldığı ve Batı başkentlerinde dayanışma seslerinin bastırıldığı bir dönemde, Filistin için mücadelenin dönemsel, seçici ya da müzakere edilebilir değil, köklü ve sonuna kadar eden bir mücadele olduğunu hatırlattın. Hapishane hücrenden Gazze’deki yaralılara yazdın. İşgalin hapishanelerindeki Filistinli yoldaşlarına şöyle seslendin: “Tüfeğinizi yalnız, hikâyenizi de sessiz bırakmayın.”
Bugün, özgürlüğün havasını solurken, “Ben hapishaneden çıktım ama Gazze kuşatmadan çıkmadı… Hadi yolumuza devam edelim.” dediğini duyar gibiyiz.
Bugün özgürlüğünü kazandığın için seni tebrik ederken, işgal hapishanelerindeki kadın ve erkek tutukluları, özellikle de mücadele meşalesini hapishane hücrelerinin derinliklerinden taşımaya devam eden Cephe Genel Sekreteri Yoldaş Lider Ahmed Saadet’i selamlamayı da unutmuyoruz. Bugün özgürlüğüne kavuştun ve yarın özgürlük güneşi, Fransa’daki hapishanenden her zaman mesajını ve sesini taşıdığın bu kahramanların üzerine doğacak.
Beyrut Havalimanı’na ayak bastığın anda Gazze’deki soykırım ve açlık savaşıyla ilgili söylediğin sözler, dünyanın dört bir yanında yankılanacak ve halkların vicdanını sarsacak.
Pusulayı yeniden yönlendirmek ve herkese Filistin’in unutulmaz olduğunu ve unutulmayacağını hatırlatmak için özgürce ortaya çıktın.
Sana tüm selamlarımızı, yürüdüğün yola olan tüm sadakatimizi ve mesajının Filistin’in derdini, özgürlük umudunu ve halkların onurunu taşıyan herkes için bir meşale olarak kalacağına dair sözümüzü iletiyoruz.
Yoldaşın, Cemil Mezher”