Jandarma İstihbarat Subayı Yüzbaşı Zeki Bingöl, 19 Aralık 2000 Hapishaneler Katliamının sorumlularından biridir.
Çeşitli zamanlarda verdiği röportajlarda, katliamın amacını, nasıl gerçekleştirildiğini ortaya koyan açıklamalar yaptı.
Aşağıda onların bir kısmını satırbaşları halinde sunuyoruz.
Bayrampaşa operasyonunun kararı MGK’da alındı…
Operasyonun ayrıntıları ve uygulama yöntemlerini tartışmak üzere yaklaşık 2,5 ay boyunca, her hafta en az bir kez toplantı yapıldı.
Operasyon için Ankara’dan sayısı bini aşan özel bir birlik getirildi… Bu birlik, mahkûmlara “müdahale”de, daha önce hiç görmediğim, EMASYA’dan tedarik edilen bombaları kullandılar.
“YARGILAMAYA KOMUTANLARDAN BAŞLANMALI”
Şu anda yargılanan erlerle bu dava aydınlatılamaz. Operasyon kararı Milli Güvenlik Kurumu’nda (MGK) alındı. Askerler kafasına göre ben gideyim de şu cezaevinde bir operasyon mu yapayım dedi yani. Bunun mantıklı bir izahı var mı? Orada bulunan hiç kimse kendi tercihiyle orada değildi. Eğer bir suç varsa komutanlardan başlanmalıdır yargılanmaya, rütbesiz veya alt rütbeli askerlerden değil.
“OPERASYON “BAŞARILI!”
CEZAEVİ İÇİN UYGUN DEĞİL!”
Hikmet Sami Türk’e bu operasyonda 300 kişi ölebilir dendi.
Bu genel için mi söylendi yoksa Bayrampaşa için mi söylendi bilmiyorum. Ama zaten Bayrampaşa’da yatan terör suçlusu 280 kişiydi. Ben anlamadım. ‘Hepsini mi öldüreceksiniz?’ dedim. Operasyonun sonucuna bakınca 12 kişi Bayrampaşa’da ölmüş, toplam da 30 kişi ölmüş, asker zayiatı iki sonuç olarak bakarsanız başarılı bir operasyon denilebilir. Bana sorarsanız ise bir cezaevi için uygun bir operasyon değildi.
DOSYALARDA KİMLERİN NE GÖREV YAPTIĞI YAZILI..
Operasyonla ilgili olarak tutulan dosyalarda, kimlerin ne görev yaptığı en ince ayrıntısına kadar yer alıyor.
Operasyona ait kamera kayıtları da Eyüp Başsavcılığı’na verildi.
Davanın geçtiğimiz duruşmasında ortaya çıkan “Mahkûmların birbirlerine ateş ederek, birbirlerini yakarak” öldürdüklerini öne süren ve olay yeri tutanağındaki sicil numarası ve kimliklerin sahte olduğu bilgisi yanlış.
Belgede ismi geçenler gerçektir.
Bahsedilen belge sahte falan değil. Jandarma Genel komutanlığı böyle adamlar yok diye cevap vermiş. Hayır, böyle adamlar var. Belgede adı geçenler gerçek şahıslardı. Sadece sicil numaralarının önüne, güvenlik endişesiyle, yani terör örgütlerinin hedefi olmamak için ‘2’ rakamı eklenmişti.
TUTANAĞI ÖNCE İMZALAMADILAR
O belgeyi o dönem tabur komutanı imzalamadı. (Dönemin Bayrampaşa Cezaevi Koruma Tabur Komutanı Dursun Ertuğrul’du). Daha sonra olayla ilgili olarak Engin Hoş Paşa’ya verdiği ifadesinde, ‘unuttuğu’ için imzalamadığını söyledi. Ama ben bu ifadeyi inandırıcı bulmuyorum, çünkü belgeyi bizzat ben kendisine götürmüştüm. İmzalamadı. Cezaevi savcısı Ferzan Çitici’nin imzalaması olayında da, savcı bey ‘Senin tabur komutanın imzalamadı, ben niye imzalayayım’ dedi.
İSRAİL YAPIMI BİR SİLAH KULLANILDI
(Kimyasal silah kullanıldığına ilişkin iddialara ilişkin…)
Biz jandarmanın teçhizatında bulunan ekipmanları kullandık. Yani komutanlık envanterinde bulunan göz yaşartıcı ve hapşırtıcı biber gazı. Fakat operasyonda benim hayatımda daha önce görmediğim armuda benzeyen plastik kaplı bir bomba da kullanıldı. Sanıyorum bu bomba için kimyasal deniliyor.
Ben bu bombanın nereden geldiğini sorduğumda EMASYA Tugay komutanı Engin Hoş Paşa tarafından tedarik edildiği söylendi ve savcı da oradaydı.
Operasyonda ayrıca P90 isimli, 200 metreden duvarı delebilme özelliği olduğu bilinen bir silah kullanıldı. İsrail yapımı olan bu silah da özel birliğin teçhizatında bulunuyordu” dedi.
OPERASYONUN KOMUTANLARI
Engin Hoş bizzat operasyona kumanda etti. Her şey Engin Hoş Paşa’nın sorumluluğu altındaydı. Burhan Erdil, Özel Birliğin başındaki komutan albaydı. Ben ve diğer herkes Engin Hoş’tan emir alıyorduk.
Engin Hoş komutasındaki özel birliklerin Bayrampaşa’nın ardından Ümraniye cezaevine giderek orada da operasyonu yapması planlandı… Operasyonun Türkiye çapındaki sorumluluğu ise Özbek Paşa’ya aitti.
(Kaynak, Agos.com.tr, 16.12.2011)