İŞBİRLİKÇİ FİLİSTİN YÖNETİMİ, BATI ŞERİA’DA FİLİSTİN DİRENİŞİNE SALDIRIYOR!

FILE PHOTO: Israeli Prime Minister Benjamin Netanyahu (R) and Palestinian President Mahmoud Abbas speak during an event about the Middle East peace talks in the East Room at the White House in Washington, U.S., September 1, 2010. REUTERS/Jim Young/File Photo

Batı Şeria’nın kuzeyinde Filistin Yönetimi ile direniş güçleri arasında bir haftadır çatışmalar yaşanıyor. İşbirlikçi Filistin yönetimi, direniş gruplarına karşı operasyonlar yapıyor.

  • İşbirlikçi Filistin polisi, geçen hafta sonu Kudüs Tugayları’na bağlı Cenin Taburu üyelerine yönelik tutuklama operasyonu düzenledi. Direnişçiler bu operasyonu protesto etti. Polisler protestoya ateş açtı ve çatışmalar patlak verdi.
    Cenin Taburu liderlerinden Yazid Ja’ayseh’in şehit olduğu çatışmalarda işgal ordusu Filistin polisine havadan destek verdi.
  • Ertesi gün yine çatışma çıktı, bir genç yaralanıp hastaneye kaldırıldı, Filistin polisi de hastaneyi basıp yaralı genci kanlar içinde yatarken tutukladı. Sonra da tepkiler üzerine serbest bıraktılar.
  • 10 Aralık’ta ise olaylarla alakası olmayan Ribhi Şelabi adlı genç, çatışmalar sırasında motosikletiyle bölgeden geçerken Filistin polisi tarafından sokak ortasında infaz edildi.

HALKINA İHANETİN SİMGESİ: İSRAİL-ABBAS GÜVENLİK KOORDİNASYONU ANLAŞMASI!

İşbirlikçi yönetimin saldırı ve operasyonları, Filistin Yönetimi ile işgal rejimi arasındaki Güvenlik Koordinasyonu anlaşmasına dayanıyor.
Aslında bu anlaşma oldukça eski.
1993’te iki taraf arasında imzalanan Oslo Anlaşması’nın maddelerinden biri, taraflar arasındaki güvenlik koordinasyonuydu. 
Filistinliler için bir devlet kurulmasını öngören anlaşma uygulanamadı ve geriye yalnızca, Filistin Yönetimi’ni “Filistin direnişi karşısında İsrail’in yanında tutan” güvenlik koordinasyonu kaldı. 
İsrail, bugün Batı Şeria’da Filistin direnişine karşı bu “güvenlik koordinasyonuna” ihtiyaç duyarken, işbirlikçi Filistin Yönetimi de, Batı Şeria’daki egemenliğini sürdürmek için bunu bir “can simidi” görüyor. 
Filistin yönetimi, tüm faşist yönetimler gibi, direniş gruplarından “kanun kaçakları”, “haydutlar”, “teröristler” diye sözederek saldırılarını meşrulaştırmaya çalışıyor.
Öte yandan İsrail yönetimi de Abbas yönetimini “siz güvenliği sağlayamazsanız, biz gelip sağlarız” diyerek saldırıya kışkırtıyor.

İşbirlikçi yönetimin 7 Ekimden bu yana sürdürdüğü saldırılarda Filistin polisi 12 genci katletti. İşbirlikçi yönetim, başta Tubas olmak üzere birçok şehirde direnişçilerin siyonist baskınlara karşı hazırladığı EYP’leri söküp imha ediyor, işgalcilerin peşine düştüğü direnişçileri tutuklamaya çalışıyorlar. Tüm bunlar, tam bir işbirliği içerisinde gerçekleşiyor. Bunun en iyi kanıtı, Filistin polisinin “icraatları” akabinde işgalcilerin o kenti basması.

Sosyal ağlarda paylaşın