Almanya’da Türkiyeli üç devrimciyi 129 AB yasalarıyla yargılayan ve yıllarca cezalandırmak isteyen Alman Faşizmine karşı Halkın Hukuk Burosu Enternasyonel Burosundan bir açıklama yayınlandı. Halkın Hukuk Bürosunun açıklaması şöyle;
Avrupa(GHA)Almanya’da Türkiyeli 3 devrimciye karşı açılan 129 davasında hukuk ve yasa tanımazlık, davanın karar aşamasında da devam ediyor.
“Hukuk devleti tehdit edilemez” diyen savcı, avukatları ve demokratik haklarını kullananları “ayağınızı denk alın” diyerek alenen tehdit ediyor, hukuku ve yasaları yok sayarak Türkiyeli devrimcilere ağır cezalar istiyor.
Tüm avukatları, tüm hak savunucularını bu keyfiliğe ve hukuk tanımazlığa karşı Türkiyeli 3 devrimcinin yargılandığı davayı izlemeye çağırıyoruz.
Almanya’da 16-18 Mayıs 2022 tarihleri arasında yapılan ev baskınları sonucu gözaltına alınarak tutuklanan Türkiyeli üç devrimcinin yargılamasında sona gelindi. 12 Eylül’deki duruşmada savcının mütalaasını okumaya başladığı davada, savunma avukatlarının esas hakkındaki savunmaları devam ediyor. Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde yargılanan devrimci gazeteci Özgül Emre, Grup Yorum üyesi İhsan Cibelik ve Türkiyeli antifaşist Serkan Küpeli, StGB §129b’ye dayanılarak yabancı bir örgüte (DHKP-C) üye olma suçlamasıyla tutuklandılar ve o zamandan beri tamamen siyasi bir kararla, keyfi bir şekilde tutuklu yargılanıyorlar.
Türkiyeli 3 devrimciye yöneltilen suçlamalar, anayasal hakların kullanımı niteliğindeki politik faaliyetlere dayanmaktadır. Bunlar arasında Grup Yorum konseri düzenlemek, Avukat Ebru Timtik’in ölüm orucu eylemini protesto etmek amacıyla düzenlenen etkinliğe katılmak, Almanya’da vefat eden Türkiyeli devrimci Birsen Kars’ın cenaze törenine katılmak, pikniklere katılmak gibi yasal ve demokratik eylemler yer alıyor.
2,5 yıldır süren bu tutukluluğun nedeni ise Alman devleti ile Türk devleti arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkiler ve Türkiye’deki faşist iktidarın talepleridir.
Yargılama boyunca savcının ve mahkemenin, savunma tarafına karşı düşmanca tutumu ve savunma hakkının kullanımını kısıtlayan uygulamalar, bu davanın hukuki değil, siyasi bir dava olduğunu açıkça göstermektedir. Türkiyeli 3 devrimcinin yalnızca demokratik faaliyetleri nedeniyle 2,5 yıldır tutuklu yargılanmalarına karşın, Almanya’da ağır silahlarla yakalanan neo-nazilerin serbest bırakılması bu çifte standardı gözler önüne sermektedir.
Örneğin, Alman hükümetini şiddetle devirmeyi planlayan aşırı sağcı/neo-nazi örgütlerle çalışan Julian V.’nin serbest bırakılması karşısında, Türkiyeli devrimcilerin yalnızca demokratik faaliyetleri nedeniyle ağır cezalara maruz kalmaları, bu davanın hukuki değil siyasi olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Duruşma savcısı bay Setton, özellikle 12 Eylül 2024 tarihinde gerçekleşen duruşmada yaptığı mütalaasında, açlık grevi yapan kişileri ve onların avukatlığını üstlenen Avukat Yener Sözen’i hedef alarak, savunma avukatlarını tehdit etmiştir. Savcının, “Ayağınızı denk alın” tarzındaki ifadeleri, avukatların savunma görevini yerine getirmesini engellemeye yönelik açık bir tehdittir.
Özetle, Almanya’da Türkiyeli 3 devrimciye karşı açılan §129 davasında başından beri süren hukuk tanımazlık, davanın karar aşamasında da devam etmektedir. “Hukuk devleti tehdit edilemez” diyen savcı, avukatları ve demokratik haklarını kullanan herkesi tehdit etmekte, Nazi çetelerine daha az cezalar istenirken, Türkiyeli devrimcilere en ağır cezaları talep etmektedir.
Tüm avukatları ve hak savunucularını bu keyfiliğe ve hukuk tanımazlığa karşı, Türkiyeli 3 devrimcinin adil yargılanma hakkını ve demokratik hak ve özgürlükleri savunmaya çağırıyoruz.
Duruşma Tarihleri:
28.10.2024 – 09.30
04.11.2024 – 11.00
07.11.2024 – 09.30
20.11.2024 – 13.30
21.11.2024 – 13.30
HALKIN HUKUK BÜROSU ENTERNASYONAL BÜRO
GHA