Ülkemiz gündemini 3 gündür işgal eden İzmir’de çıkan yangın 73 saat sonra söndürülebildi. Sadece İzmir’de değil ülkenin bir çok yerinde yangınlar yaşanıyor. ÜLKEMİZ KELİMENİN TAM ANLAMIYLA YANIYOR.
Her sene yaz aylarında yangınlar gündeme gelir. Her yangından sonra konuşulanlar genelde aynıdır. Müdahale etmemesinden, müdahalede yetersiz kalmaktan, iyi organize olmamaktan devlet eleştirilir. Haklı ve yerinde eleştirilerdir bunlar. Eksiği vardır fazlası yoktur.
Ülkemizde yaşayan herkes yangınla ortaya çıkan arazilere ne olduğunu bilir. Yeniden ağaçlandırma asla yaşanmaz.
Yanan her yerde yapılaşma görülür.
Ormanların yanmasıyla ortaya çıkan araziler müteahitlere peşkeş çekilir. Bizim ormanımızdır yanan, bizim topraklarımızdır kararan, yok olan bizim doğamızdır ama yapılan binalarda oturan biz olmayız. Tekeller konar yanan bölgelere, işgal eder.
Yangınların söndürülmemesinin, geç söndürülmesinin, devletin yangın söndürme ile ilgili kapasitesini arttırmamasının sebebi budur. YAĞMA VE TALAN!
Özellikle AKP faşizmi döneminde artık açık açık görünür yangınların söndürülmediği. Ormanların yanışını izleriz yüreğimiz yana yana. Ama, halka saldırı söz konusu olduğunda, emperyalizmin çıkarları söz konusu olduğunda gördüğümüz dev hava filolarını, uçaklarını helikopterlerini yangınlarda görmeyiz. Ya da Erdoğan’ın sahip olduğu uçak filosuna şehirlerin yangın söndürme donanımında görmek mümkün değildir. Her yangında ya 1 helikopter görülür veya 2…
Ülkemizde yangın söndürme filosu TOPLAM 26 uçak ve 105 helikopterden oluşuyor. HalbukiTürkiye’nin toplam kıyı uzunluğu, adalar hariç olmak üzere 8592 km’dir. Her sene yaşanan yangınlar genel olarak bu kıyı şeritlerinde olur.
2024 sayımlarına göre ordu envanterinde 537 uçak ve 78 helikopter var.
Sadece THK’nin envanterindeki bu sayılarla ifade edilen uçak ve helikopterlere, polisin, jandarmanın, sivil savunmanın, devlet görevlilerinin özel araçlarının, Erdoğan’ın filosunun mevcudu dahil değildir. Patronların özel helikopterlerini saymaya gerek yok…
İşte bu rakamlar bile devletin halk için değil halka karşı örgütlendiğini gösteriyor.
Ormanlarımız yanıyor. Bekletiliyor. Unutturuluyor. Aradan geçen bir kaç sene sonrasında yanan yerlere yeniden ağaçlandırma yapıldığı asla görülmüyor.
Bunun yerine yanan yerler yani halkın toprakları, halkın zenginlikleri rüşvet çarkı içerisinde kıyak ihalelerle gözü doymak bilmez holdinglere peşkeş çekiliyor.
Bu düzene dur demeden, bu çarkı kırmadan yangınlar durmayacak. Ülkemizi mecazi anlamda değil kelimenin tam anlamıyla yakmaya devam edecekler.