Haberimizin ilk bölümünde, Avrupa genelinde yaklaşık 3 yıllık bir zaman dilimi içinde 18 bin kimsesiz mülteci çocuğun kaybedildiği gerçeği vardı.
Bu rakam, tüm emperyalist Avrupa ülkelerindeki kaybedilenlerin toplamından oluşuyor. Çocuk fuhuşu pazarı, büyük bir pazar! Ve en tepedekiler tarafından himaye edilen bir pazar.
Aşağıdaki haberler de bunu bir kez daha kanıtlayacak zaten.
Hollanda: 1 Yılda 360 Mülteci Çocuk Kayboldu
Hollanda’da yayımlanan AD gazetesinin sayfalarında geçen hafta kaybolan çocuklar konusunda şöyle bir haber yeraldı:
“Hollanda’da geçen yıldan bu yana refakatsiz 360 sığınmacı çocuğun sığınma merkezlerinden kaybolduğu belirlendi.”
Haberin devamını da okuyalım:
“Göçmen çocukların Avrupa’da kaybolmasını araştıran sınır ötesi bir gazetecilik projesi Lost in Europa ve Argos gazeteci topluluğu ile birlikte yaptığı araştırmaya göre, geçen yıl 4 bin 449 refakatsiz sığınmacı çocuk Hollanda’ya sığınma başvurusu yaptı.
BBC’nin aktardığına göre geçen yıl Ocak ayından bu yana, reşit olmayan çocukların 360’ı ise sığınma merkezlerinden kayboldu. Hollanda’ya gelen sığınmacılar önce Ter Apel’a başvuruyor, daha sonra buradan diğer sığınma merkezlerine gönderiliyor.”
Avrupa’nın Göbeğinde Çocuk Fuhuşu Pazarı; UTANIN!
AD Gazetesindeki haberin devamında okuyacağımız ise, mülteci kamplarının nasıl çocuk fuhuşunun köle pazarlarına dönüştürüldüğünü göstermeye yetiyor:
“Araştırmaya göre, sığınmacı çocukların akıbeti hakkında çok fazla belirsizlik var.
Bu çocukların bazıları Avrupa’nın diğer yerlerindeki akrabalarının yanına gitmeyi tercih ediyor.
İnsan Ticareti ve İnsan Kaçakçılığı Uzmanlık Merkezi raporlarına göre, çocukların geri kalanı ise, suç örgütleri ya da fuhuş mafyasının eline düşüyor.
Lost in Europe’un elindeki raporlara göre, sığınma merkezi civarında yaşayan köylüler, geçmişte, “siyah tenli kız ve erkek çocukların düzenli olarak hem Alman hem de Hollandalı yaşlı erkekler tarafından sığınma merkezinin hemen dışında alındığını” bildirdi.”
İnsan hakları kurumlarının Hollanda Sığınmacı Kabul Merkezi Kurumu (COA)’ya sunduğu gizli raporlarda “iltica merkezinin yakınlarında yaşayan bazı sakinlerin, yetkililere siyahi bazı çocukların düzenli olarak Alman ve Hollandalı yaşlı erkekler tarafından alındığı iddiaları” da yer alıyor.
Acaba yıllar boyunca bunlar olurken, Hollanda Polisi ne yapıyordu?
Evlerde “resmi kayıt” dışında birinin kalıp kalmadığını denetlemekte mahir Hollanda ve Alman Polisi, “alınan” bu çocukların nerede yaşadığını, akıbetini hiç merak etmediler mi?
136 “Kayıp” Çocuk Da İngiltere’den!
Mülteci çocukların kaybolmasına ilişkin en yeni bilgilerden biri de İngiltere’den:
Haberi aktarıyoruz:
“İngiltere’de son 1,5 yılda Brighton’da reşit olmayan refakatsiz sığınmacıların barındırıldığı bir otelden 136 refakatsiz çocuk kayboldu.”
Yine “refakatsız” çocuklar.
Yine, “resmi bir mülteci yerinden” kayboluyorlar.
Ve yine herşey apaçık:
“İngiltere’de yayımlanan The Observer gazetesine konuşan bu merkezin çalışanları gençlerin sokakta kaçırılıp arabalara bindirildiğini anlattı.”
Bunu çalışanlar biliyor, görüyor, ama İngiliz polisi bilmiyor, görmüyor.
Birini görmediniz, üçünden haberiniz olmadı, beşine önlem alamadınız… devletin resmi mülteci sığınma yeri yaptığı aynı otelden, 1,5 yılda 135 çocuk kaçırılıyor ve buna “kayboldular” denilecek öyle mi?
İngiliz polisi, bu konuda yaptığı açıklamada “çocukların uyuşturucu kuryesi olarak kullanıldığını saptadıklarını” açıklamış.
Ne büyük saptama!
Ya fuhuş pazarına satıldılar, ya mafya çetelerine. Bunu bilmek için polis olmaya gerek yok.
Ama İngiliz Polisi, herkesin gözleri önünde bir mülteci yurdunun önünden bu çocukların nasıl pervasızca, açıkça kaçırılabildiğinin hesabını vermelidir.
UNICEF, geçen yıl, Hollanda’da iltica merkezlerindeki çocukların maruz kaldığı koşulların iyileştirilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunmuş… Peki ne olmuş… İyileştirilmiş mi? Cevabı ortada: 136 çocuk bu merkezlerden kaybedildi.
Hollanda’da çocuk ombudsmanı Margrite Kalverboer de geçen yıl hazırladığı raporda Ter Apel’deki iltica başvuru merkezinde bulunan çocukların ihmal edildiğini bildirmiş… Peki bildirdiğinde ne yapılmış? “İhmal’e son mu verilmiş. Cevabı ortada. Ter Apel’den 136 çocuk kaybedildi.
İlk bölümün sonundaki cümleyi tekrar ediyoruz: Kaybolma yok, kaybediliyorlar. Ve şurası kesindir: Kaybedilen Çocuklardan Avrupa Emperyalist Devletleri ve Avrupa Polisi Sorumludur!