Kelimelerin Savaşı – ÖTEKİLEŞTİRME


Kelimenin Türkçe sözlükteki anlamı; aşağılamak, değersizleştirmek, düşmanlaştırmak olarak tarif ediliyor.
Yazımızın konusu olan ötekileştirmeye; kime, hangi sınıfa, hangi ideolojiye hizmet ettiğini değerlendirdiğimizde burjuva ideolojisinden ve yaşamından etkilenen bir düşüncenin ürünü ve burjuvazinin tarafında, ona hizmet eden sadece bir kelime, bir kavram olarak bakamayız.

Çünkü her iki sınıfın her şeyi birbirlerini yok etmek için savaş halindedir. Bu kelimelerin savaşıdır.

Çünkü kelimelerin savaşı aynı zamanda da ideolojilerin savaşıdır.

Çünkü burjuvazi halkı ve onun öncüsü olan devrimcileri teslim alabilmek için her türlü yöntemi, zulmü, işkenceyi, zoru ve katliamı, diri diri yakmak dahil iktidar iddiasından ve devrim inancından vazgeçirememiş, teslim alamamıştır, alamayacaktır. Ama bunlardan asla vazgeçmeyeceğini de biliyoruz, emperyalizmin ve işbirlikçi oligarşinin.

Çünkü sınıflar savaşı iki düşman sınıfın biri diğerini yok edinceye kadar sürecektir. Kavram kelimesinin anlamı şöyle açıklanıyor: Nesnel gerçeğin insan beyninde yansıma biçimidir. Her kavram doğrudan ya da dolaylı olarak nesnel gerçekliğe dayanır deniyor.

Ayrıca yazıda sınıftan bahsetmiştik. Sınıfın tanımını Lenin şöyle açıklıyor:
“Tarihsel olarak belirlenmiş toplumsal bir üretim sistemi içindeki yerlerine, üretim araçlarıyla (çoğu zaman yasalarla belirlenmiş) ilişkilerine, emeğin toplumsal örgütlenmesinde oynadıkları role ve demek ki toplumsal zenginliklerden alacakları payın büyüklüğüne ve bu paraya hangi araçlarla sahip olduklarına bakılarak birbirinden ayrılan geniş insan topluluklarına sınıf denir” diye uzun bir açıklama yapıyor. (Halk sınıfı 1. Cilt sayfa 15’den alınmıştır.)

Toplumlar tarihinde ilk sınıflı toplum köle ve köle sahiplerinin olduğu köleci toplumda başlamıştır. Özel mülkiyetin olduğu sonuncu toplum ise kapitalist-emperyalist sistemdir.

En son sınıflı toplum ise sosyalizm olup sosyalizm ile beraber sınıflı toplum da sona erecektir. Burjuva ideolojisine ait kavramlar da burjuvazi ile beraber yok olacaktır.

Ötekileştirme ve diğer kavramlar, kelimelerle halktan ve halkın kültüründen kopan, giderek ona yabancılaşan, halka ve kültürüne sırtını dönen, tepeden bakan, küçümseyen küçük burjuva aydın ve sanatçılar, iktidar ve devrim iddiasından uzaklaşan, burjuva ideolojisinden ve yaşamından etkilenerek bedel ödemeden yaşamayı seçen reformist ve revizyonist sol, emperyalizmin truva atı ve emperyalizmin sol yumruğu olmayı kabul ettiğinden bu yana halkın kültürünü ve değerlerini yozlaştırma ve devrimcilere ve devrime düşmanlığı kendisine vazife kabul etmiştir.

Halkların kurtuluşu ve geleceği olan sosyalizme varmak için tek çözümün devrim olduğunu ve kendisinin de sonu olduğunu, olacağını çok iyi bilir emperyalizm.

Sonunu uzatmanın tek yolunun halkları devrim inançlarından vazgeçirmek ve nihayetinde bitirmenin yolunu ideolojik saldırıyla beyinlerini ve düşüncelerini teslim aldığı bir avuç sol vasıtasıyla halkların devrime ve sosyalizme olan inancını teslim alacağının hayallerini kuran ve kendisini buna inandıran emperyalizm, enbüyük tarihsel yanılgıya düşmüştür.

Çünkü her türlü bedeli ödemeyi göze alan, hatta küllerinden yeniden yaratılan ve kendisinin sonunu
getirecek devrimcilerin olacağını hesaba katmamıştır.

Emperyalizmin sonunu biz getireceğiz, tarihsel haklılığımız ve meşruluğumuzla diyoruz ki;

Emperyalizmin Kurbanı Değil Celladı Olacağız!

Halk Okulu Dergisi – Sayı: 147 4 Eylül 2022

Sosyal ağlarda paylaşın