Sözümüzü baştan söyleyelim.
Kimse Denizleri burjuvazinin, faşizmin gözünde “suçsuz” veya “masum” göstermeye çalışmasın.
Kimse onların savaşını gizlemeye kalkışmasın.
Denizler suçsuzdur. Bu kesindir.
Onların suçsuzluğu, faşizmin yasalarına göre değil; Halk ve Tarih önündedir.
Ve bizim ölçümüz de budur.
Üzerinde kelam edeceğimiz budur.
5 Mayıs akşamı, Halk TV’de Denizler için düzenlenmiş bir anma programı vardı.
Orada Deniz’i anlatırken sık sık “eline silah almamıştı, kimseyi vurmamıştı” diye cümleler kuruldu. Aynı anlama gelen sözler edildi.
Ve ne yazık ki, katılımcılardan hiç kimse bu yanlış, bu çarpık cümleyi düzeltmedi.
Bu cümle yanlıştır, çarpıktır, tahrifattır.
Neden böyledir?
Çünkü:
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan;
halklarının özgürlüğü, vatanın bağımsızlığı için silah kuşanmaya karar vermiş, ve kısa ömürlerinde bu savaşı sürdürmüş insanlardır. Bu savaşın kurmayı, neferi olmuşlardır.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, halkın mücadelesinde kullanmak üzere banka soygunu eylemi de yaptılar. Amerikan emperyalizminin ülkemizdeki askerlerini kaçırma eylemi yaptılar. Amerikan büyükelçisinin arabasını yaktılar..
Yani faşist düzenin yasalarına göre “suç” işlediler. Düzene karşı “şiddet”e başvurdular.
Fakat bu onların haklı, meşru ve dolayısıyla halk ve tarih önünde suçsuz oldukları gerçeğini değiştirmez.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu adlı örgütlenmenin kurucularıdırlar.
Bir ordu ne için kurulur? Savaşmak için.
Sınıflar savaşı, ideolojik, ekonomik-demokratik, politik ve askeri boyutlarıyla
sürer.
ORDU, savaşın askeri boyutunun asli unsurudur.
Askeri alanda savaş silahlarla sürdürülür.
Şimdi kalkıp bu savaşı sürdürmek üzere kurulan ve kurucuları tarafından Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu adı verilen bir ordunun kurucusu ve yöneticisi olan bir kişiyi siz “eline silah almamıştı, kimseyi öldürmemişti” diye anlatırsanız, bu açık bir çarpıtmadır.
Gerçeği bile bile tahrif etmektir.
Denizlerin suçsuzluğunu kanıtlamak için kurulması gereken cümle, “eline silah almamıştı, kimseyi vurmamıştı” cümlesi değildir.
Onlar haklı ve meşru bir savaşın militanları, önderleriydiler. Bundan dolayı suçsuzdular.
Onlar, kişisel hiçbir çıkar gözetmeksizin vatanlarının bağımsızlığı için mücadele ettiler. Bundan dolayı suçsuzdular.
Halklara karşı, tarihe karşı hiçbir suç işlemediler.
Halkların en meşru hakkı olan bağımsızlık savaşını örgütlediler.
Halkların evrensel hakkı olan direnme hakkını kullandılar. Bundan dolayı suçsuzdurlar.
Deniz, Hüseyin ve Yusuf’u;
Anadolu halklarının özgürlüğü için,
vatanın bağımsızlığı için canlarını feda eden tüm vatanseverleri, devrimcileri, sosyalistleri saygıyla anıyoruz.
Ne mutlu ki; emekleri ve kanlarıyla yükselttikleri bağımsızlık bayrağı, bu topraklar üzerinde dalgalanmaya devam ediyor.