Almanya Adalet İstiyoruz Komitesi 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü için yaptığı açıklamayı yayımlıyoruz.
“8 Mart Ezilen Emekçi Kadınlarımızın Günüdür”
8 Mart Direnen Boyun Eğmeyen Kadınların Bütün Dünyadaki Ezilen Emekçi Kadınlara Yol Gösterdiği Gündür!
Direnme ve Örgütlenme Çağrısıdır 8 Mart!
8 Mart’ın nasıl anılması ve kutlanılması gerektiği o günün tarihsel olarak oluşumunda ve gelişiminden belli olur. Tarih bilinci olmaksızın kutlanılan 8 Mart içi boş sıradan herhangi bir günden ibarettir.
Ki bugün Kapitalizm, yani yaşadığımız sistem bunun bu şekile dönüşmesi için her türlü aracı kullanmakta, halkın bilincini çarpıtmaktadır. Sanki bir doğum günü, ya da sevgililer günü gibi kutlanılmasını istemektedir. Nasıl ki onların içini boşaltmış bir tüketim aracına getirmişse “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” nü de aynı şekilde ele alıyor ve ona göre televizyonlar çalışıyor, vitrinler ona göre diziliyor.
8 Mart’ı tarihsel bilgi olarak birçok kanaldan edinebilirsiniz. Ama bilgi yeterli midir? Tek başına bilgi yetersizdir, bunu eğer bir bilince dönüştürmezsek orada bir kenarda kuru bir bilgi olarak kalır.
Tarih bilinci dünya halkları için çok önemlidir. 8 Mart’ın tarih bilinci ile bakarsak o gün ne olmuş nasıl olmuş kimler tarafından yapılmış ve bugüne nasıl gelmiş. Peki biz bugün ne yapmalıyızı bize gösterir. O yüzden kapitalizm halkları tarih bilincinden yoksun bırakmak ister, çünkü tarih bilincine sahip halklar mutlaka zulmün son bulacağını direnmeden hiçbir hak kazanılamayacağını ve direnen haklı bir mücadelenin mutlaka kazanılacağını bilir.
İşte 8 Mart’ta Bize Bunu Gösterir. Direndik, Direniyoruz, Direneceğiz! Mücadele Ettik, Edeceğiz! Kazandık ve Kazanmaya Devam Edeceğiz!
Peki tarihsel olarak bugünü biz nasıl kazandık?
8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçileri fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi katledildi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.
26 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag şehrinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. Tarihin 8 Mart olarak netleşmesi ise 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlendi.
Yani 8 Mart 1857’de kadınlar hakları için direndiler ve bu uğurda bedel ödediler. Bugün kadınların eşit koşullarda aldıkları bazı haklar o gün direnen New York’lu kadın işçiler sayesindedir.
Yine o günü bize armağan eden ise devrimci kadınlardır, Sovyetler Birliği yani sosyalistlerin yönetiminde bugün Dünya Emekçi kadınlar Günü kabul görmüştür.
Peki 8 Mart tarihsel olarak bize ne diyor? Haksızlık varsa diren! Emeğim onurumdur!
1857 yılında yaşanılan adaletsizlikler haksızlıklar bugün hala devam ediyor o zaman bugün Kadının yapması gereken yine direnmektir. Direnmezsek var olan haklarımızıda patronlara kapitalistlere ellerimizle geri vermiş oluruz.
Bugün Türkiye’de Meydanlarda 40 Bin Dokuma İşçisi Adına Direniyor Kadınlarımız. Ölüm Oruçlarında, Hapishanelerde Zulmün Olduğu Her Yerde Direnen Kadınlarda Var Var Olacaklar!
Bugün 8 Mart direnen kadın demektir. Kadın direnmeden asla özgürleşemeycektir. Ve kadının özgürleşmesi yine tek başına mümkün değildir. Bu sınıflar mücadelesidir yani bu düzen tamamıyla ortadan kalkmadan tam bir kurtuluşu yoktur. Kadın kendi onurunu, kendi haklarını ancak direnerek kazanacaktır varlığını ancak öyle gösterebilir. İşte bugün emekçi kadınların öncüleri Ebru Timtik’dir, Helin Bölek’tir onlar şehitlikleri ile nasıl bir kadın olunması gerektiğini bizi gösterdiler. Yine 40 bin dokuma işçisinin bugün kü temsilcileri Nuriye Gülmen, Acun Ilıcalı, Nazan Bozkurt, Nazife Onay, Alev Şahin, Seher Adıgüzel, Sevcan Adıgüzel, Betül Varan ve binlerce direnen devrimci kadındır.
Bugün onların temsilcileri, evinde, iş yerinde, fabrikalarda, tarlada emeğiyle varolmaya çalışan ezilen emekçi kadınlarımızdır. İşte ezilen emeği sömürülen milyonlarca kadın direnme kararı aldığında devrimcileştiğinde işte o zaman kadın tamamıyla özgürleşecektir!
Direnen Emekçi Kadınlara Selam Olsun!
Almanya Adalet İstiyoruz Komitesi