Baroların, Türkiye Barolar Birliği’nin gerici, işbirlikçi, uzlaşmacı yönetimine karşı çabaları ve mücadeleleri sürüyor.
Daha önce 10 ilin barosu, olağanüstü genel kurul talep etmiş ancak Türkiye Barolar Birliği, bu talebi “usul” gerekçesiyle reddetmişti.
Bu 10 baro, Dersim Barosu’nun da katılımıyla yeniden olağanüstü genel kurul çağrısında bulundular.
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Şanlıurfa, Diyarbakır, Aydın, Van ve Dersim baro yönetimleri, 6 Kasım’da yaptıkları çağrıyla olağan üstü genel kurulun yolunu açtılar.
TBB’nin “seçimli olağanüstü genel kurula gidebilmesi” için asgari 10 baronun bu talepte bulunması gerekiyor. Mevcut durumda bu şart sağlandı. İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, “TBB’nin en kısa zamanda genel kurul alması gerekiyor… TBB seçimli ya da seçimsiz olağanüstü genel kurul kararı almak zorunda. Ancak ne zaman yapılacağına dair bir süre öngörmek zor. Biz en kısa zamanda olmasını istiyoruz” açıklamasında bulundu.
Olağanüstü Kurultay çağrısı, gündeme, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun, 52 baronun boykotuna rağmen Cumhurbaşkanlığı Sarayında yapılan adli yıl açılış törenine katılmasıyla gündeme geldi.
11 BARO NE DİYOR?
11 Baro tarafından yapılan açıklamanın bazı bölümleri şöyle:
“TBB ülkemizde gerek toplumsal gerekse meslektaşlarımız yönünden yaşanan hak ihlalleri, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü konusunda görevlerini yerine getirmemektedir.
…
Yeni adli yılın açılışının yürütmenin çatısı altında yapılması karşısında bunun yargı bağımsızlığını ve kuvvetler ayrılığı ilkesini zedelemesi nedeniyle TBB’ nin bu duruma karşı durması gerektiği çok sayıda baro tarafından dile getirildiği halde bu baroların görüşlerini yok sayarak,… birlik başkanı, savunmanın bağımsızlığına gölge düşürmüş ve savunma makamını itibarsızlaştırmıştır.
…
TBB ve Baroların ‘Hukukun Üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak ‘şeklinde tanımlanan görevi; yalnızca Avukatlık Kanunu uyarınca yüklenen bir ödev olmayıp, Baroların yüzyılı aşan hukuk ve demokrasi mücadelesinin, TBB ‘nin de elli yıllık tarihsel çizgisinin ve tarihsel sorumluluğunun gereğidir.
…
Ülkemizin ‘Demokratik, Laik, Sosyal Hukuk Devleti’ ilkeleri ile Yargı Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı ilkelerinin hiç olmadığı kadar aşındırıldığı bir dönemden geçtiği yadsınamaz bir gerçekliktir. İnsan hakları ihlallerinin arttığı, Anayasa ve uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmış ifade ve düşünce özgürlüğü ile düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün kullanımı nedeniyle hukuksuz yargılamaların yapıldığı, savunma hakkının kısıtlandığı, yargıçlık teminatının ortadan kaldırıldığı, yürütmeye bağımlı, hukuk güvenliğinin olmadığı bir yargı sistemi oluşturulması çabaları karşısında Türkiye Barolar Birliği’nin aktif bir tutum /tavır/karşı duruş geliştiremediği görülmektedir.
…
Tüm bu sebeplerle, Avukatlık Kanunun’dan kaynaklanan görevlerini açıkça ihlal ettiği düşüncesi ve demokratik yapılarda temsil görevi alanların şeffaflık, hesap verilebilirlik kriterlerinin gerçekleşmesi gerektiğinden … Olağanüstü Genel Kurul toplantısına çağırılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.”