Belçika’da Zuhal Demir Adalet bakanı oldu başlığı ile bir haber gündeme düştü. “Dersimli Zuhal Demir Adalet Bakanı Oldu!” başlıkları ve « başarı » hikayesi yer alıyor bir kısım medyada… ve sosyal medya paylaşımlarda bir patlama yaşanıyor. Bir « gurur » kaynağı olarak ele alınıyor bir çok sosyal medya hesabında. Solcu, ilerici, devrimci demokratlıkları ile bilinen kişi ve kurumlar sosyal medya hesaplarından tebrik ederek ve gurur duyduklarını ifade eden paylaşımlar yapıyor. Bu çevreler yaşanan akıl tutulması ile, Zuhal Demir’in hangi partiden olduğu, hangi siyasi çizgiden olduğu görülmüyor, görülmek istenmiyor.
Bir yanlışlık düzeltilmeli öncelikle. Belçika’nın Adalet bakanı değil, yeni kurulan Flaman Hükümeti’nde Çevre, Turizm, Enerji ve Adaletten sorumlu bakan oldu Zuhal Demir.
Türkçe Yeni Flaman İttifakı Paristi anlamına gelen NV-A’dan bakan olan Zuhal Demir’in kimileri içn Dersim kökenli olması, kimileri için bir kürt olması, kimileri için ise bir kadın olması gurur kaynağı olması için yeterli geldi.
Siyasete girmek, mecliste yer almak ve Bakan olabilmek tek başına bir başarıydı kimilerine göre.
Peki bu gurur kaynağı Dersimli kadın kim?
1980 yılında Belçika’nın Genk şehrinde dünyaya gelen Zuhal Demir’in babası maden işçisi olarak gelmişti Türkiye’den.
Hukuk eğitiminden sonra siyasete giren Zuhal Demir, sağcı, ırkçı ve ayrılıkçı bir parti olan NVA partisine katıldı.
NVA ile ilgili aşırı milliyetçi ve aşırı muhafazakar değerlendirmeleri yapılırken, ırkçı ve faşist parti değerlendirmeleri de var. Yani kısaca gerici bir parti demek doğru olur. Zuhal Demir bu parti içerisinde en gerici en ırkçı ve en faşizan söylemleri ile tanınan siyasetçiler ile çok yakın ilişkiler içinde.
İlk olarak 2001 yılında milletvekili seçilen Demir 2017’de yoksullukla mücadele, fırsat eşitliği, engelliler ve bilimsel politikalardan sorumlu devlet bakanlığı’na atanmıştı.
Yer aldığı partinin yanısıra, yaptığı bazı açıklamalar siyasi görüşünü anlamaya yetiyor. İşte bunlardan bazıları:
- 2013 yılında yaptığı bir röportajda “Belçika’da çok fazla yabancı var” diye konuşmuştu.
- Ancak sadece yabancılar değildi Zuhal Demir’in hedefinde olanlar, aynı zamanda her fırsatta ülkenin Valon bölgesindeki Frankofonlara da yöneldi. Bir meclis konuşmasında, “Frankofonlar şirketleri düşman gibi görüyorlar. Parlemento’da bazı konuşmaları duyunca bayılmak üzereyim. Valon sosyalistler, neredeyse komünistler. Onlar için devlet her şeyi yapmalı.” diyerek solcu ve sosyalistlerin susturulmasını istemişti.
- Klasik bir Avrupalı sağcı siyasetçi olarak, bir başka « düşmanı » da müslümanlar Zuhal Demir’in. Çifte vatandaşlığın yasaklanması önemli projelerinden biri örneğin. Rakip Flaman partisi CD&V ile girdiği oy kapma yarışında « Flamanları uyarıyorum, CD&V müslümanların yeni partisi » diye konuşmuştu.
- 2015 yılında ülkenin en büyük solcu FGTB sendikasının grevlerinden rahatsız olup yaptığı bir meclis konuşmasında, « grev hakkının sınırlarını yasada yeniden belirlemeliyiz » diyebilmiş ve bu şekilde işçi düşmanlığını da göstermişti.
Peki kadınlar için gurur mu?
2015 yılında, Zuhal Demir Belçika meclisinde bir ilke imza attı ve parlemento içinde bir “photo shooting” ile kendini pazarladı adeta.
P-magazine adlı dergiye, bir kısmı meclis binasında olmak üzere pozlar vermiş, dergiye kapak olmuş, hatta dergi tarafından “parlementonun gerçek bombası” olarak tanıtılmıştı. Sağcı milletvekilleri dahi bu durumdan rahatsız olmuş ve yoksulluktan, eşitlikten sorumlu bir bakanın bu davranışını yadırgamıştı o yıllarda.
Kadınların hak mücadelesinde, bedenlerinin meta olarak kullanılması en önemli sorunlardan biriyken, bir kadının açık poz vermesi ilericiler tarafından “cesaret” olarak tanımlanması kabul edilebilir mi? Savunduğu sağcı düşünceler ile uyumlu olarak, kadın bedenini bu ataerkil tüketim toplumunda, bir ürün gibi sergiliyor Zuhal Demir.
Bu Kadin icin yazdigim bütün övgü dolu sözleri geri aliyorum ve kendisine senden utanuyorum diyorum.