Yunanistan Yargısında Kara Mizah! -2 TERÖR NE, TERÖRİST KİM?..

Yunanistan’ın Türkiyeli devrimciler hakkında hazırladığı iddianamenin en önemli suçlaması « terörist » suçlamasıdır. 333 yıl ağır hapis cezasına gösterilen gerekçe de budur. 

Şadi Özpolat, savunmasında bu iddiaya da cevap vererek, terör ne, terörist kim soruları üzerinde duruyor. Savunmadan Yunanistan hukuksuzluğunu aktarmaya devam ediyoruz… 

Özpolat, en başta şunu belirtiyor :  

Bugün dünyanın herhangi bir ülkesinde hukuki ölçülere dayanan bir terör tanımı yapılabilmiş değildir.

Eğer hukuki bir tanım yapacak olursanız bu tanıma göre Suriye’deki Libya’da emperyalist ülkeler ve işbirlikçileri tarafından silahlandırılan kitle katliamları yapan örgütlerin neden terör örgütü diye tanımlandığını açıklayamazsınız.

Örneğin Birleşmiş Milletleri resmi olarak tanıyan Libya, Irak  Suriye gibi ülkelere askeri saldırılar düzenleyen şiddet yoluyla bu ülkelerde rejim değişikliği yapan NATO’nun terör örgütü olmadığını açıklayamazsınız.

Emperyalist Amerika işbirlikçileri Türkiye Suudi Arabistan gibi ülkelerin Suriye’de örgütledikleri ağır silahlarla donatılmış güçler neden terörist değil de, “devrimci” diye tanımlanıyor ?

Bu örgütlerin her birinin elinde binlerce onbinlerce Suriyelinin kanı vardır ve bu örgütlerin katliamlarını sorgulamıyor yargılamıyor resmi kabul görüyorlar.

Türkiye’de kamp kuruyorlar Avrupa’da örgütleniyorlar.

İDDİANAMENİN “TERÖR” TANIMI

İddianamede “terör eylemi” tanımı yapılıyor; tanım şöyle:

“Ülkeye veya uluslararası kuruluşa yönelik ciddi tehlike yaratacak şartlar altında veya şekilde ya da yaygınlıkta ve

bir halkı ciddi şekilde korkutmak ya da resmi makamı uluslararası kuruluşu herhangi bir fiil işlemeye ya da üstlenmeye zorlamak veya bir ülkenin ya da uluslararası kuruluşun temel anayasal siyasal veya finansal yapısına zarar vermek amacı ile ağır suç veya genel tehlike yaratan herhangi bir suç veya kamu düzenine aykırı suç işleyen kişi… işlenen fiil için öngörülen cezanın aşağıdaki şekilde artırılması ile cezalandırılır.”

Bu terör tanımını kabul edersek Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa, Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün, Katar başta olmak üzere çok sayıda ülkenin, emperyalizmin saldırı örgütü NATO’nun… en son Libya’da ve Suriye’deki saldırıları terör faaliyeti sayılmalıdır.

Aksi, Libya’nın, Suriye’nin meşru bir ülke sayılmaması demektir ki, bu da Birleşmiş Milletler kararını yani kendi kararlarını yok saymaları anlamına gelir.

Çünkü bu ülkeler Birleşmiş Milletler üyesidir.

PEKİ BUNLAR NEDEN TERÖR DEĞİL?

Örneğin emperyalist Amerika başta olmak üzere İngiltere, Fransa gibi emperyalist ülkelerin NATO’nun CIA’nın, Latin Amerika’da Afrika’da Ukranya, Balkanlar Ortadoğu, Asya’da yani dünyanın dört bir yanında örneğin Yunanistan’da, Türkiye’de Venezuella’da, Bolivya’da örgütlediği darbeler ve iktidar değişiklikleri neden terörizm değildir ?

CIA’nın dünyanın dört bir yanında işlediği binlerce cinayet neden terörizm değildir?

İran’lı generel Kasım Süleymanı 3 Ocak 2020’de Irak’a ABD’nin güze saldırısı ile katledildi. ABD’nin istediği kişiyi öldürme hakkı var mı ? Neden?

Türkiye faşizminin on binlerce insanı katletmesi neden terörizm sayılmıyor ?

Türkiye faşizmi sadece son 40 yıl içinde 60 bin Kürt, Türk, Arap ve tüm milliyetlerden halkımızı politik nedenlerde katletmiştir. Bu Türkiye devletini neden terörist devlet yapmıyor ?

Biliyoruz ki, bu eylemlerinde emperyalist ülkeler… yüzbinlerin, milyonların katledilmesinden doğrudan ya da dolaylı yollardan sorumludur.

Peki emperyalizm ve işbirlikçilerinin bu eylemleriyle neyi hedeflediler ve ne sonuç elde ettiler ?

Bugün artık emperyalizm demokrasi götürme yalanlarına sanıyoruz ki kimse inanmıyor. Neden ?

Çünkü emperyalizm işgal ettiği hiçbir ülkeye biçimsel olarak bile demokrasi götürmekle ilgilenmediğini bugünün Libya, Afganistan, Ukranya, Irak tablosundan biliyoruz. Emperyalizmin amacı işbirlikçi iktidarlar kurmak sömürücü yağma ve talan olmuştur.

Türkiyeli bir devrimci olarak iddia ediyoruz ki Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’nin tarihinde halka yönelik bir katliam saldırı yoktur. Devrimcilerin ilkesi halka zarar vermemektir. Halka zarar veren bir eylemleri yoktur.

Türkiye’de bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm istemek terörizm değildir.

ABD emperyalizmi DHKP-C örgütünü terör örgütü diye tanımlarken diyor ki “Amerika’nın Afganistan’a müdahalesini açıkça eleştiriyor.” 

Bir emperyalist ülkenin işgal ve katliamlarını eleştirmek terörizm değildir.

TERÖR TANIMI DOSYADAN ÇIKARILMALIDIR!

Bu davada terör iddiası ile yargılanmamız hukuki değil siyasi bir kararın sonucudur.

Fakat siyasi karara dayanarak yargılamanın yapıldığı bu alan bir mahkemedir. Yani siyasi değil, hukuki kararlar alması gereken bir yerdir.

Mahkemeniz tümüyle emperyalist sistemin çıkarları çerçevisinde yapılan “terör” tanımını temel alan bir iddianameyi reddetmeli, dosyadan terör örgütü tanımını çıkarmalıdır. Bu bir hukuk kurulu olmanın gereğidir.

Emperyalizmin terör demogojisinin çarpıcı örneklerinden birisi Kürt Hareketidir. Kürt Hareketi Suriye’de ABD’nin işbirlikçisi, Türkiye’de terörist sayılmaktadır. Aynı talepler aynı program aynı ideoloji ile hareket eden örgütün bir yerde terörist, bir yerde devrimci sayılmasının tek açıklaması, terör tanımının emperyalist çıkarlar çerçevesinde şekillendirilmesidir.

Amerikan emperyalizmi her yıl terör örgütleri terörist ülkeler terörist kişiler listesi açıklıyor.

Buna daha doğru bir tanım kullanabilirler.

Örneğin “Amerikanın düşmanı ülkeler, düşmanı örgütler, düşman kişiler” listesi diyebilirler.

Fakat Amerikan emperyalizmi “Düşman” diye tanımladığı güçlerle tek başına savaşma gücüne sahip değildir. Terörist ülke, kişi, örgüt, tanımı da bu nedenle uydurulmuştur. Amerika  bu tanımla diyor ki “Bunlar ortak düşmanlarımızdır” ve bunu dünyaya demagoji ve zorla kabul ettirmeye çalışıyor.

ABD’NİN TERÖR ÖLÇÜSÜ NE?

Örneğin on yıllardır Amerika’nın terörist ülkeler listesinde yer alan Küba eğer sosyalizmden vaz geçerse ülkeyi ABD emperyalizmine açarsa bir günde demokratik ülke ilan edilebilinir.

Çok çarpıcıdır dört bir yandan askeri üsleri, savaş gemileri, ordusuyla yer alan halkların üzerine bombalar yağdıran Amerika, Latin Amerika başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine doktor gönderen halklara sağlık hizmeti sunan Küba’ya “terörist” diyor.

Kore Demokratik Cumhuriyeti, Küba, İran, Irak, Suriye , Libya gibi ülkelerin terörist ilan edilip saldırıya uğramasının ortak nedeni kapılarını ABD emperyalizminin sömürü ve işgaline kapatmaları oldu.

Oysa bakın artık Sudan terörist ülke sayılmıyor.

Neden çünkü emperyalizmin çıkarları çerçevesinde dayatılan anlaşmalara imza attı.

Örneğin Venezüella’nın seçimle yönetime gelen hükümeti terörist sayılırken Bolivya’da darbe ile iktidar değişikli yapmaya çalışan Amerika demokrasi sayılıyor. Eğer bu darbe girişimleri başarılı olsaydı darbeyle iktidara gelen yönetimlere “demokrasi” denilecektir. Tıpkı onlarca ülkede darbeyle yönetime gelen iktidarlara demokrasi dendiği gibi.

Amerika’nın Bolivya’da Eva Morales’e karşı yaptığı darbenin sorumlularından Tesla ve Spacex  CEO’su Elon Musk Twitter hesabından “kime istersek darbe yaparız” açıklamasını yaptı.

ÖLÇÜ NEDİR?

Peki ölçü nedir ? Seçimler ve Parlemento mu ?

Hayır çünkü öyle olsa idi Küba ve Kore Demokratik Cumhuriyeti, Suriye, Ukrayna, İran, Venezuella,, Bolivya gibi ülkeler terörist ilan edilmezdi. Tersine askeri darbelerle iktidara gelenler ve onların arkasındaki Amerika terörist sayılırdı.

Peki Ölçü Nedir? Yaptıkları katliamları işkenceler halklara karşı işledikleri suçlar mı ?

Hayır bu da olamaz çünkü eğer böyle olsaydı Türkiye, Amerika, Peru, Kolombiya, Filipinler, Guantemala, her yıl binlerce siyahi Amerikalıyı öldüren Amerika..

Ve bunlar gibi onlarca ülke demokrasi sayılamazdı.

Yönetim Biçimleri Mi Ölçü? Hayır bu da olamaz eğer belirleyici olan yönetim biçimi olsa idi faşizmle yönetilen ülkeler Suudi Arabistan, Katar, Ürdün gibi Amerika’nın işbirlikçisi krallıklar terörist ülke ilan edilirdi. Ama bu krallıklara terörist ülke denmediği gibi Amerikan operasyonlarının işbirlikçileri olduklarını biliyoruz.

Ne yandan bakarsak bakalım emperyalizmin terör tanımını tutarlı bir ölçüye oturtamıyoruz. Geriye tutarlı tek bir tanım kalıyor:

“Amerika başta olmak üzere emperyalist çıkarlara göre hareket etmeyen teröristtir”

Bu tanım gerçeği açıklıyor. Emperyalizmin pratiğiyle uyum sağlıyor.

Fakat bu tanımı da biz dünya halkları kabul etmiyoruz. Ne hukuk adına ne de siyasi olarak bu tanımı kabul etmiyoruz. Böyle bir terör tanımını kabul etmemek dünya halklarının kendisini inkar etmesi demektir.

Kuşkusuz böyle bir tanımı kabul etmiyoruz.

Böyle bir terör tanımını kabul etmek, emperyalist işgal ve sömürünün sonucu olarak her yıl onmilyonların açlıktan ölümünü savunmak, onaylamak demektir. Milyonların emperyalist işgallerle katledilmesini onaylamak demektir.

Böyle bir onursuzluğu elbette kabul etmiyoruz.

DEVRİMCİLER DEĞİL, FAŞİST DEVLET TERÖRİSTTİR

Tekrar belirtelim ki iddianamede DHKP-C üyesi olduğumuz iddia ediliyor fakat buna tek bir kanıt gösterilemiyor.

Bununla birlikte yine de belirtmek isteriz ki DHKP-C ve diğer Türkiyeli devrimci örgütler hakkında terörizm suçlaması yapılamaz.

Türkiye’de 60 bin insan polis ve asker kurşunları ile bombalarıyla katledildi. Bunun sorumlusu Türkiye’li devrimciler değildir.  Tersine faşist Türkiye devletidir.

Türkiye’de her yıl binlerce kişi hastalıklardan, binden fazla kişi trafik kazalarından binden fazla kişi güvenliksiz çalışma koşullarından nedeniyle binlerce kişi uyuşturucudan ölüyor. Bunların sorumlusu devrimciler değil Türkiye faşist devletidir. Türkiye’yi sömügeleştirmiş olan emperyalist tekellerdir. Yerli işbirlikçileridir. Devrimciler bu asalaklardan halkı korumak için mücadele ederler.

Türkiye’nin bugün 50 milyon yoksul 20 milyon aç insanı var. Açlık nedeniyle ölümler yaşanıyor. Bunun sorumlusu faşist sistemdir. Emperyalist ve işbirlikçi tekellerdir. Devrimciler açlık ve yoksulluğa son vermeden mücadele ederler.

Devrimciler değil Türkiye faşist devleti teröristtir.

Gerçek teröristler emperyalistler ve işbirlikçileridir.

Dedikleri nasıl bir terör tanımı yaparsanız yapın dönüp emperyalizmi ve işbirlikçilerini vuracaktır.

Eğer gerek hukuki ve gerekse de siyasi olarak terörü halklara karşı yapılan eylemlerle tanımlarsak bu tanıma ancak tüm emperyalist ülkeler ve onların işbirlikçisi girecektir tüm geçmişlerini halklara karşı işledikleri suçlarla hem de günümüzde işledikleri suçlarla terör tanımını içini dolduracaklardır.

Terör bir şiddet eylemidir.

Fakat herhangi bir şiddet eylemi değildir. Terör halklara korku ve dehşet yaratmak kendi iradesine boyun eğmeye zorlayan bir şiddet eylemidir.

Tam da bu nedenle devrimcilik ve terörizm birbirinden çok farklı birbirine karşı kavramlardır.

Devrimcilik halkların iradesine dayanır.

Terörizm ise halkların iradesini teslim almaya halkları iradesizleştirmeye köleleştirmeye dayanır.

Örneğin:

-Tüm emperyalist işgallerde halklara karşı büyük bir terör uygulamış halklar boyun eğmeye zorlanmıştır.

-Tüm faşist iktidarlar halklara karşı büyük terör uygulayarak iktidara gelmiş iktidarları boyunca terörü sürdürmüşlerdir.

-Amerika emperyalizmi başta  olmak üzere emperyalist ülkelerin Küba, Nikaragua gibi sosyalist ülkelerde örgütlendiği çetelre de Libya, Suriye’de Irak.. gibi küçük burjuva diktatörlüklerine karşı örgütlendiği çetelere de halklara karşı terör uygulamış bunu temel faaliyet yöntemi olarak kullanmıştır.

Anadolu Halklarının Kardeşi Yunan Halkına Çağrımızdır

Dünyayı halklar için cehenneme çeviren emperyalist ülkeler halkların mücadelesini terör tanımıyla bastırmaya çalışmaktadır. Bunu teşhir etmeye ve dünya halklarının kurtuluş mücadelesinin meşruluğunu savunmaya devam edeceğiz.

Türkiyeli devrimciler olarak bizlere yapılan saldırı Anadolu halkının bağımsızlık demokrasi ve sosyalizm mücadelesine saldırıdır.

Bu saldırı Türkiye faşizminin desteklenmesidir. Buna karşı çıkalım

Bu saldırıyla devrim “terör” demogojisiyle ile hedef haline getirilen getirilmekte olan emperyalizmin dünya halklarının kurtuluş mücadelesini “terörist” ilan etmesini meşrulaştırmak istemektedir.

Buna karşı çıkmak aynı zamanda Yunanistan halkının mücadelesinin meşruluğunun savunulmasıdır.

Sosyal ağlarda paylaşın