Amaç Çocukların Korunması mı, İkinci Bir Travma Yaşatmak mı?
İsviçre(GHA)
İsviçre’nin Dietikon şehrinde yaşayan Uzay Uzatmaz, Çocuk ve Yetişkinleri Koruma Kurumu (KESB) tarafından çocuklarıyla görüşmesinin yasaklanmasını protesto etmek için direnişe başladı. Polisin keyfi engelleme ve yasaklama girişimine rağmen babalık hakkını geri kazanmak amacıyla 7 Haziran’da direnişini başlattı.
Polise bildirimde bulunarak eylemini duyuran Uzatmaz’a, polis “izin vermiyoruz” cevabını verdi. Ancak, kararlı bir şekilde eylemini gerçekleştirmek isteyen Uzatmaz, yasağa aldırmadan protesto alanına gitme kararı aldı.
Dietikon’da KESB’in karşısında planlanan protesto günü, Uzatmaz protesto yerine vardığında polisler tarafından karşılandı. Polis şefi, Uzatmaz’a “izin vermememize rağmen buradasınız” dedi. Uzatmaz ise polise, “Telefonla geleceğimi belirttim ve dediğim gibi geldim” cevabını verdi.
Uzatmaz, İsviçre’deki yasal haklarını bildiğini ve avukatlarla yaptığı görüşmeler sonucunda, İsviçre yasalarının vatandaşlara izin almadan ve bildirimde bulunmadan yarım saat boyunca protesto hakkı tanıdığını vurguladı. Bu açıklaması üzerine polisler geri çekildi ve Uzatmaz, planladığı protestoya başladı.
Protestosunu KESB binası önünde yarım saat boyunca sürdüren Uzatmaz, Almanca bir bildiri okuyarak eylemini sonlandırdı. Bu eylemin sadece başlangıç olduğunu belirten Uzatmaz, pazartesi gününden itibaren her gün aynı yerde babalık hakkını geri kazanmak için direnişine devam edeceğini açıkladı.
Uzatmaz’ın kararlılığı, sadece kendi çocuklarıyla görüşme hakkını değil, aynı zamanda benzer durumda olan birçok baba için de bir umut kaynağı olmayı amaçlıyor. Her gün tekrarlayacağı bu eylemlerle, babalık haklarının korunması ve geri kazanılması için mücadele etmeye devam edecek.
Isviçre’de KESB (Çocuk ve Yetişkinleri Koruma Kurumu) Nedir ve Nasıl Çalışır?
İsviçre’de Çocuk ve Yetişkinleri Koruma Kurumu (KESB), ülkenin çocuk ve yetişkin koruma yasaları çerçevesinde faaliyet gösteren bir kurumdur. KESB’in temel amacı, tehlike altındaki çocukları ve yetişkinleri koruyarak toplumsal refahı sağlamak olsa da, bu kurumun uygulamaları sık sık ciddi eleştirilere maruz kalmaktadır.
KESB’in çocukları ailelerinden ayırma kararları, özellikle ani müdahaleleri, sosyal önyargılar ve yetki suistimali konularında büyük tartışmalara yol açmaktadır.
Ani müdahaleler, çoğu zaman ailelere büyük bir şok ve travma yaşatır. KESB, çocukları ailelerinden almak için genellikle gece yarısı veya çocukların okuldan eve döndüğü saatlerde polis eşliğinde operasyonlar düzenler. Bu ani operasyonlar, çocuklar ve ebeveynler üzerinde derin bir psikolojik etki bırakır.
Ayrıca, KESB’in karar alma sürecinde sosyal ve kültürel önyargılar da ciddi bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Göçmen aileler veya sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı kesimlere karşı, KESB’in kararlarında önyargılı bir şekilde değerlendirilmesi yaygındır. Bu adaletsizliğin temelinde toplumsal ayrımcılık ve ırkçılık yatmaktadır.
Kurumun geniş yetkilerle donatılmış olması, bazen aşırı ve keyfi bir şekilde kullanıldığı, yaygın olarak eleştirileri de beraberinde getirir. KESB’in çocukları ailelerinden almak için yeterince kanıta dayanmayan ve keyfi kararlar aldığı bilinmektedir. Bu tür kararlar, ailelerin yaşamlarını derinden etkiler ve onları çaresiz bırakır.
Sonuç olarak, İsviçre’de KESB’in kağıt üzerindeki amacı, toplumun en savunmasız üyelerini korumak olarak anlatılsa da, kararları ve uygulamaları bunun böyle olmadığını göstermektedir. Ani müdahaleler, sosyal önyargılar ve geniş yetkilerin kullanımı, hem çocuklar hem de aileler üzerinde derin yaralar bırakmaktadır.
GHA