Uranüs Harekâtı, II. Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesi’nde Kızıl Ordu tarafından Nazi güçlerine karşı gerçekleştirilen bir harekattır.
Nazi ordusunun ve müttefiklerinin, sabırlı, güçlü bir planlamayla kuşatıp yoketme veya teslim olmaya zorlanmasıdır. Denilebilir ki, savaşın “kaderini” belirleyen operasyonlardan biridir.
Uranüs Harekâtı, Doğu Cephesi’nde, Nazi Ordusu’na bağlı Rumen 3. Ordusu, 4. Ordusu, Alman 6. Ordu ile 4. Panzer Ordusu’ndan bazı birliklerin Stalingrad ve batısında kuşatılmasıyla sonuçlanan bir Sovyet stratejik taarruzunun kapalı adıdır.
Harekât, Stalingrad Muharebesi’nin son aşamalarında, Stalingrad ve civarındaki Nazi güçlerini imha etmeyi amaçlamıştır.
Harekâta ilişkin planlar 1942 yılının Eylülünde oluşturuldu.
Kızıl Ordu, Alman kuvvetlerini Stalingrad içindeki çatışmalara çekmiş, zaman kazanmak için toprak vermiş, kararlı bir savunma sürdürerek bu kuvvetlerin gücünü zayıflatmış ve moral olarak yıpratmıştır.
Kızıl Ordu, Uranüs harekâtını başlatmak üzere, bölgede bir milyondan fazla asker topladı. Fakat bu büyük bir gizlilik içinde yapıldı.
Sovyet birliklerinin bölgeye getirilmesinin gizliliğini sağlamak, harekatın başarısı için zorunluydu. Bu toplama, başarıyla gerçekleştirildi.
Kuzeydeki Kızıl Ordu kuvvetleri, 19 Kasım sabahı 07:20’de taarruza başladılar.
Güney kanattaki kuvvetler ise bir gün sonra 20 Kasım’da taarruza geçtiler.
Nazi Ordusu’na bağlı Rumen 3. ve 4. Ordu birlikleri, ilk taarruzları kısmen püskürtseler de, 20 Kasım gün sonunda dağınık bir şekilde geri çekilmeye başladılar. Bu arada Kızıl Ordu birlikleri, direnmeye çalışan birkaç Alman tümeninin çevresinden dolaşıp ileri hareketlerine devam ettiler.
Sovyet birlikleri 22 Kasım’da Kalaç’ta temas kurarak Don Nehri’nin doğusunda kalan 290 bin kişilik Nazi ordusunu kuşattılar.
Hitler, bir yarma (huruç) hareketi yerine bu birliklerin Stalingrad’da savunmada kalmasına ve bunların hava yoluyla ikmal edilmesine karar verdi.
Şimdi Stalingrad etrafında yeni bir durum oluşmuştu.
STALİNGRAD’I KUŞATAN NAZİ ORDULARI, KUŞATILMIŞLARDI.
KIZIL ORDU’NUN KURDUĞU KAPANIN İÇİNE SIKIŞMIŞ GİBİYDİLER.
Savaş alanında taktikler savaşıyordu.
Hitler’in planı, Stalingrad’daki kuşatılan birlikleri dışarıdan yapılacak bir yarma hareketiyle kurtarmaktı. Bunun için General Erich von Manstein komutasında, Don Ordular Grubu adı altında yeni bir ordular grubu oluşturuldu.
Naziler de harekatlarına “Kış Fırtınası Harekâtı” adını vermişlerdi.
Nazilerin 11 Aralık 1942 tarihinde başlattıkları bu taarruz, başlarda ilerleme sağlamasına karşın Sovyet Kızıl Ordusunun direnci ve Kızıl Ordu’nun Küçük Satürn Harekâtı adını verrdiği karşı taarruzlarla etkisizleştirildi.
Stalingrad bölgesine yönelen Kızıl Ordu taarruzları karşısında Nazi güçlerinin direnci çözüldü ve bu kuvvetler 2 Şubat 1943 tarihinde teslim oldular.
Bu, Uranüs Harekatı’nın zaferiydi.
HAREKAT ÖNCESİ VE PLANLAMA
1942 Mayıs ayı ortalarında, Kızıl Ordu savunmasını yarıp ilerleyen Alman Nazi kuvvetleri 13 Temmuz’da Rostov’u kuşatıp ele geçirdiler.
Hitler Rostov’un alınması ardından yaz taarruzunu iki ayrı hedefe böldü. Kuvvetlerin bir kısmı Stalingrad’a yönelirken diğer kısmı ise Sovyetler Birliği’nin ana petrol sahası Kafkasya’yı ele geçirecekti.[Stalingrad’ı alma görevi Alman 6. Ordusu’na verilmişti.
22 Ağustos’ta Alman kuvvetleri Don Nehri’nin geçmeye başladılar. Stalingrad Muharebesi, 6. Ordu’nun keşif kollarının kentin dış mahallelerine girmesiyle bir sonraki gün başladı.
Kasım ayı itibarıyla Kızıl Ordu savunmasını Volga kıyılarına süren 6. Ordu, kentin büyük bir bölümünü ele geçirmişti.
Eylül ayı ortalarında Sovyet Yüksek Komutanlığı (Stavka), güneyde Stalingrad ve Kafkasya’da savaş halindeki ve merkez kesimdeki Nazi kuvvetlerini kuşatıp imha etmeyi amaçlayan bir dizi plan üzerinde çalışmaya başlamıştı.
Stavka Stalingrad ve Kafkasya için iki geniş çaplı harekât geliştirdi, Uranüs Harekâtı ve Satürn Harekâtı.
Bu arada Alman Merkez Ordular Grubu cephesine karşı da, güney kesime takviye kuvvet kaydırılmasını önlemek ve olabildiğince ağır hasar vermek için Mars Harekâtı planlandı.
Uranüs Harekâtı, Stalingrad yakınlarındaki Alman ve müttefik kuvvetlerinin kuşatmak için çok büyük çapta Sovyet mekanize ve piyade kuvvetinin kullanılmasını gerektirmekteydi.
Kızıl Ordu Taarruzu, biri içte diğeri dışta iki katman halinde kuşatmayı öngörmekteydi. Dış kuşatma kuşağı Alman geri hatlarına daha derinlemesine girerken iç kuşatma kuşağı, kuşatılan Nazi kuvvetlerini asıl imha kuvvetini oluşturacaktır.
Hitler, müttefik kuvvetlerin kanatları tutabileceği görüşündeydi.
Gerçekte bu birlikler hem zayıf ve yetersiz donanımlı, ve hem moral olarak düşük birliklerdi. Karşılarında ise, cüretli, inançlı, kararlı Kızıl ordu askerleri vardı.
Stavka, direnmeye kararlı halk ve askerlerle yeni ordular kurarken Alman komutanlığı mevcut mekanize birliklerini korumaya çalışıyordu.
Kızıl Ordu, genel taarruz için bölgeye 1,1 milyon asker, 804 tank, 13.400 top ve havan ile bin kadar uçak getirdi.
Taarruz hazırlıkları sürerken, savaşın olağanüstü zorlukları altında bazı birliklerin bölgelerine intikalinde gecikmeler oldu. Bunun üzerine Stavka 8 Kasım’da çıkardığı bir emirle harekât tarihini erteledi.
Bu arada Cephe birlikleri, bir karşı taarruzu göğüslemek için tatbikatlar yaptılar. Bu tatbikatlar düşman gerisine sızma çalışmalarını da içermekteydi.[
Bu manevralar yanıltma-gizleme önlemleriyle maskelendi.
Bu önlemlerin en başta geleni, telsiz iletişiminin asgari düzeyde tutulması, bunun yerine kuryeler kullanılmasıydı. Ayrıca, Moskova bölgesindeki askeri hareketliliğin arttırılması gibi yanıltıcı operasyonlar da yapıldı. Örneğin Nazilerin dikkatini yanlış yöne çekmek için farklı bölgelere tahkimatlar inşa edildi. Uranüs harekatında kullanılacak küprüleri dikkatten kaçırmak için Don üzerinde sahte köprüler kuruldu.
Öte yandan Kızıl Ordu’nun asıl taarruzunun Doğu Cephesi’nin merkez kesiminde olacağı izlenimini güçlendirmek için Merkez Ordular Grubu cephesindeki saldırılar sıklaştırıldı ve bölgede göstermelik ama içi boş birlikler oluşturuldu.
SOVYET PLANININ OLUŞMASI
Stalingrad’a yönelik Alman taarruzunda Almanların belli bölgeleri ele geçirmesi üzerine karşı bazı taarruzlar yapılmış, ancak bunlar sonuçsuz kalmıştı. Bunun üzerine Moskova’da Stalin, Jukov ve Vasilevski’nin katıldığı bir toplantıda tüm Stalingrad’ı kurtarma amacıyla yeni bir plan üzerinde çalışma kararı alındı.
Stratejik plana göre; Stalingrad’ta direnmeye devam edilecek ve Alman 6. Ordusu buraya bağlanacaktır. Ancak Uranüs Harekâtı, düşmana, hâlen çatışmaların sürmekte olduğu cepheden direkt bir taarruz yerine, kanat açıklarından taarruza başlayarak geniş bir çevirme yapılması şeklinde bir stratejiye dayanmaktadır. Stalingrad’daki Nazi kuvvetlerine indirilecek bu darbe, “güneydeki stratejik durumu” kesin olarak Kızıl Ordu lehine çevirecek çapta olmalıydı.
Plana göre, Stalingrad’da direnmeye devam edilirken kabaca hesaplamalara göre 45 günlük süre içinde Stalingrad’ın kuzey ve güneyinde yeni ordular oluşturulacak, bu kuvvetler, güçlü topçu, tank, mekanize unsurlar ve hava gücüyle desteklenecektir.
Her iki çeneyi oluşturan birlikler de iki koldan harekâtı sürdürecekler, iç içe iki çember oluşturacaklardır. Gerçek anlamda çevirme harekâtını gerçekleştiren iç tarafta kalan kol olacaktır, dış taraftaki kol, dışarıdan girişilecek bir yarma hareketini önlemek için pozisyon alacaktır.
Kuzey ve güney çeneler kapandıktan, dış çember sağlamlaştırıldıktan sonra Stalingrad’daki Alman birlikleri üzerine gidilecektir.
Bu plan, hemen tamamen öngörüldüğü gibi gerçekleşmiştir.
YILDIRIM SAVAŞI
Uranüs Harekâtı, “Yıldırım savaşı” tekniklerinin, en etkin biçimde uygulandığı operasyonlardan biridir.
Güçlerin toplanması, kısa sürede gerçekleştirilmiştir.
Gerekli malzemenin ve personelin taşınması için 27 bin kamyon kullanılmıştır. Demiryolları günde ortalama 1.300 vagon yük taşımışlardır.
Tüm operasyon hazırlıkları tam bir gizlilik içinde sürdürülmüştür. Birliklerin taarruz hatlarına yanaştırılmaları, sadece geceleri yapılan ilerleyişlerle sağlanmış, birlikler farklı köylere yerleştirilmişlerdir. Operasyon hakkında ordu komutanlarının bile son ana kadar bilgisi olmamıştır. Hiçbir yazılı emir düzenlenmemiş, tüm emirler kurmay subayları aracılığıyla sözlü olarak ya da özel telefon hatlarından iletilmiştir.
SOVYET TAARRUZU BAŞLIYOR!
Alman Teğmen Gerhard Stöck, 19 Kasım sabahı erken saatlerde bir istihbarat raporu aldı. İstihbarat raporu o sabah saat 05:00’den sonra bir saldırı beklenmesi gerektiğini bildirmekteydi. Ama rapor belirtilen saatten sonra eline ulaştığı için General Arthur Schmidt’i bu yanlış alarmla uyandırmak istemediler. Böylece bu istihbarat raporuyla Rumen orduları uyarılmamış oldu.
O sabah çok yoğun sis vardı.
Bazı Sovyet komutanları, yoğun sis dolayısıyla taarruzun ertelenmesini önermiş olsa da Cephe komutanlıkları başlama kararı aldılar.
Yerel saatle 07:20’de Sovyet topçu komutanları “siren” şifreli emri aldılar. Emir, Alman kuzey kanadını koruyan mevzilerin boydan boya 80 dk.lık topçu ateşi altına alınması emridir.
Yaklaşık 3.500 top, Alman 6. Ordusu sol gerisine ve Rumen 3. Ordusu cephesine ateş açtı.
Yoğun sis, Sovyet topçusu için bir handikap olmakla birlikte haftalardır doğru hedeflerin saptanmasında yapılan hazırlık çalışmaları sayesinde açılan topçu ateşleri, tam hedeflerini buldular. Hazırlık topçu ateşinin Nazi güçleri üzerindeki etkisi yıkıcı oldu. İletişim hatları koptu, mühimmat depoları infilak etti ve ileri posta mevzileri yerle bir edildi. Bombardımandan sağ kalan pek çok Rumen askeri geri hatlara çekilmeye başladı.
Rumen topçu mevzilerini, ikinci kademe birliklerini ve tahkimatını hedef alan Sovyet ağır topçusu, kaçan Rumen askerlerini de ateş altına aldı.
Uranüs Harekatı, aslında daha bu ilk vuruşta kazanmıştı.
19 Kasım günü yapılan bu saldırının ardından, Kızıl Ordu’nun taarruzları, 20 Kasım’da ve 21 Kasım’da da devam etti.
Stalingrad Cephesi kuvvetleri 50 kilometrenin üzerinde bir girme yapmışlardı. Kuzeyde dağınık Rumen birlikleri kuşatılarak imha ediliyordu. Bu arada Kızıl Ordu birlikleri Alman 6. Ordusu’nun ve 4. Panzer Ordusu’nun kanatlarına taarruz etmeye başladılar.
Rumen 1. Zırhlı Tümeni’nin büyük kısmını imha eden Sovyet 26. Tank Kolordusu güneydoğu yönündeki ilerlemesini sürdürdü.
Aynı gün Nazilerin 6. Ordu komutanı General Paulus, “Sovyet kuvvetlerinin karargahına 40 kilometreden az bir mesafede olduğunu” bildiren bir rapor aldı. Daha kötüsü, elinde Sovyet ilerlemesine karşı koyacak birlik bulunmamaktaydı!!!
Sovyet kuşatması Alman 6. Ordusu’nu, diğer Nazi mütttefik güçlerini ve 4. Panzer Ordusu’nun bir kısım kuvvetlerini içine almıştı.
Hitler, ordularını kuşatmadan çıkarmak için planlar yapıyordu, ama planlarının orada bir karşılığı yoktu.
Sovyet kuvvetleri 22 Kasım’da Don Nehrini geçerek ileri hareketlerini Kalaç yönünde sürdürdüler.
- Tank Kolordusu kuvvetleri sabah saatlerinde Kalaç’a dalıp kasabayı ele geçirdiler ve güneyden ilerleyen 4. Mekanize Kolordu ile birleştiler.Stalingrad’daki Alman kuvvetlerinin kuşatılması böylece 22 Kasım’da tamamlanmış oldu.
SONUÇ:
Uranüs Harekâtı 200 – 250 bin kişilik Nazi ordu güçlerini kuzeyden güneye 40 km, doğudan batıya 50 km’lik bir alan içinde kuşattı.
Don Nehri üzerindeki köprülerde yoğun bir yığılma oldu. Sağ kalan Nazi ordusu askerleri doğuya doğru çekilirken köprüler önünde yığıldı. Nazi ordusu askerlerinin bir kısmı Don Nehrini buz üzerinden yürüyerek geçmeye çalışırken kırılan buzlarla sulara gömülerek boğuldu.
Alman komutanların, bir huruç hareketiyle kuşatmanın yarılıp Don gerisindeki mevzilere çekilinmesi gerektiği görüşünde olmalarına karşın Hitler böyle bir hareketi yasakladı. Sonuç, Alman Nazi kuvvetleri Kızıl Ordu’ya teslim oldu.