Her şeyin kameraların karşısında cereyan ettiği Kemal Kurkut’un katledilme anı katili tarafından savunuldu. Hem de öyle kaba yalanla savunuldu ki, söylediği yalanı kabul etseniz bile ortada bir katliam var. Bir cinayet var! Soyadının ters anlamı ile anılan İçişleri bakanı güya Kemal Kurkut’un polislere ‘Kendimi patlatacağım’ dediğini iddia etti. Yani böyle dediği için öldürdük diyor katillerin başı.
Bu ülkede Nevruz gibi, 1 mayıs gibi, Miting gibi yerlerde bomba patlatılacaksa bu İçişleri bakanlarının dolayısı ile polisin haberi olmadan olmaz. Kemal Kurkut’un katledildiği gün polis ilk önce bu yalanı söylemiştir. Polisin bu söylediğ yalanı söylemeye devam etmiş Süleyman Soylu. Halbuki bu yalan kameralara yansıyan görüntülerin ardından kullanılırlığını yitirmiş bir yalan. Kameralarda çok açık ve net görülüyor ki Kemal Kurkut arkasından alçakça sıkılan kurşun ile bilerek öldürülmüştür. Kemal Kurkut’un üzeri çıplaktır. Üzerinde herhangi bir patlayıcı yoktur. Ancak katliamın baş sorumlusu Süleyman Soylu, kendisine sorulan sorular karşısında köşeye sıkıştığı belli ki çaresizce aklına gelen ilk yalanı atmış.
Mecliste yaptığı konuşmada Abdullah Öcalan, Duran Kalkan ve Murat Karayılan’a çok yakın bir teröristin adım adım takip edildiğini fotoğraflarla gösteren Süleyman Soylu, ardından F-16’larla operasyonun düzenlendiğini söyledi. Yani bir katilin övüneceği tek icraatı vardır, cinayetleri, katliamları. Süleyman Soylu da katliamları ile övünen katil olduğunu tekrar gösterirken HDP’li milletvekillerinin tepkilerini çekti…