Faşizm sadece baskı, işkence ve zorla ülke yönetemez. Özellikle bizim gibi sömürge tipi faşizmlerin doğası gereği baskı ve zor süreklidir. Gelgelelim baskı ve zor ile yönetebilmesi için yalana ihtiyaç duyar. Yalansız, uyguladığı baskı ve zoru açıklayamaz. Haksızdır. Yaptığı hiç bir şeyi savunamaz. O yüzden faşizm yönetebilmek için baskıya ve zora ne kadar ihtiyaç duyarsa yalana da o kadar ihtiyaç duyar.
AKP iktidarını iki kelime ile tarif etmek gerekirse zulüm ve yalan iktidarı demek yeterlidir.
En son düzenin yasalarına göre kurulmuş bir partinin yine kendilerinin yasal çerçevesini belirlediği yerel seçimde kazanmayı başarabilen Diyarbakır, Mardin ve Van belediyelerine kayyum atadı AKP iktidarı.
Faşist AKP’nin bir çok etkili ağzının seçimlerden önce de defalarca dile getirdiklerini yaptılar. Süleyman Soylu, Tayyip Erdoğan başta olmak üzere HDP için kazansalar da kayyum atayacaklarını bir çok AKP’li dile getirmişti.
Ve dediklerini yaptılar.
20 ağustos günü kayyum atamaları ile ilgili eleştiri ve tepkilere cevap veren S.Soylu şöyle dedi: “Görevden alma kararı siyasi değil hukuk çerçevesinde idari bir karar. Burası bir hukuk devleti. Bir taraftan terör örgütü tutacak belediyeleri kendine merkez haline getirecek, adayları belirleyecek, oradan kendine finansman sağlayacak, devlet bunları görecek. Mahkemeler bu konuda dava açacaklar..“
Açıklamanın içinde bile yalan ortaya çıkıyor. Gayrı meşru olduğu kadar yasadışı olduğu kesin atamaları savunmak için yalan söylemek zorunda S.Soylu.
Soruşturma olduğunu söylüyor. Haklarında bir soruşturma olduğu için kimse görevden alınamaz. Değil bir belediye başkanı sözleşmeli bir memuru bile işten atamazsınız, buna sizin yasalarınız müsaade etmiyor en başta.
Hiç bir mahkeme kararı yok. Hiç bir hukuki dayanağı yok. Bir kaç fotomontajlı fotoğraf, bir iki terör demagojisi, bir de köpeği olmuş medyasının yalanı ile süsleyip bu işi oldu bittiye getirmeye çalışıyor R.Tayyip Erdoğan yalakalığı ile bilinen içişleri bakanı S. Soylu.
Soylu mahkeme sürecine iliskin gelen bir soru uzerine yine açıklamasında diyor ki “Mahkemeler biterse sizin dediğiniz iş olur. Ceza alırsa, ceza aldıktan sonra orada tekrar seçim olur. Meclis’te tekrar seçim olur. Yeniden iade edilmesi söz konusu. Mahkeme bitmişse bizim görevimiz iade etmektir”
Görevden alınan belediye başkanlarının YSK’da adaylıklarını nasıl onaylandı? sorusuna ise “YSK’nın aday belirleme kanunu ile belediye başkanı kanunu ayrı. Koyun çalan muhtarı görevden aldım. Mahkeme kararını mı beklemeliydim” şeklinde cevap verdi Soylu.
‘Bizim mahkemelerimizde aksi ispatlanıncaya kadar herkes suçludur’ diyor yani içişleri bakanı. O kendi mahkemelerinde kararların ne şekilde alındığı ise herkesin malumu. Faşizmin çaresizliği şu ki kayyum atamak için kendi mahkemesinden bir karar çıkarmayı bekleyebilecek durumda bile değil. Temel hukuk kuralları ayaklar altına alınmadan böyle bir gasp kararını almak mümkün değildi. Şimdi bu kararını hukuk kılıfına uydurmaya çalışmak gibi nafile bir çaba içinde AKP iktidarı.