Sivas Katliamında rol alanlar


Temel Karamollaoğlu: Katliamda Sivas Belediye Başkanı’ydı. Katliamda rol alanlardan biriydi. Çok sonraları kendisine Sivas katliamı ile ilgili sorulara şöyle cevap vermişti;

“Katliam olarak vasıflandırmadım. Bu üzücü bir hadisedir. Bu, hakikaten çok acı olarak tarif edilir. Ancak; katliam demek kasıtlı olarak ben bu insanları öldürmek için şunu yaptım denirse olur. Onun adı katliam olur. Ama orada bir hadise meydana gelmiş; oteldeki perdeler yakılmış, arabalar yakılmış.. Arkasında da ateş bacayı sarmış. İçerideki insanlar da benim hala anlayamadığım, pencereleri açmadıklarından dolayı insanlar ölmüş.”


AKP’ye karşı bir kaç laf etti diye günümüzde sosyal medyada ‘bilge dede’ diye parlatılan Temel Karamollaoğlu, katledilenleri suçlayacak kadar iflah olmaz bir gerici, Saadet Partisi genel başkanı olarak faşizme hizmetine devam ediyor.

Tayyip Erdogan: Erdoğan Sivas katliamı sırasında henüz bugünkü kadar aktif ve ön planda değildi. Onun Sivas hakkındaki düşüncelerini çok sonraları Sivas katliamı davasında, mahkeme zaman aşımı kararı verdiğinde söylediği, ‘hayırlı olsun’ sözüyle biliyoruz. Şöyle demişti Erdoğan:


“Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. Yıllar yılı içerde olan vatandaş, içlerinde kaçak olanlar vardı” 

“Sivas’a birçok gidişimde babalarının haksız yere, herhangi bir taksiratı olmadığı halde idama mahkum edildiği için ağlayan 15, 18, 19 yaşında kızlar var. Bunları göz ardı etmek suretiyle tek tarafa siyasi bir servis yapmayı doğru bulmuyorum. Gidip Ankara Adalet Sarayı’nın önünde gösteri yapmak suretiyle belli bir ideolojinin borazanlığını yapmanın doğru olduğuna inanmıyorum” 

Bu sözlerle Erdoğan Sivas katliamında rol alanların mirasını sahiplendiğini, iktidar olduğunda altına imza attığı katliamlarla da gösterdi.


Erdal İnönü: O zamanki koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı’ydı. Aynı zamanda SHP Genel Başkanıydı. Madımak Oteli’ndeki Aziz Nesin’le telefonla görüşerek “en kısa zamanda takviye güç gönderileceğini, kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacağını” söylemişti. Bunların hiçbiri olmadı. Devlet katliamında Başbakanı’ndan Cumhurbaskanı’na; polisinden askerine, belediye başkanına kadar herkes rolünü oynadı. Ona düşen rol ise buydu. Daha sonra “ne yapayım yetkim yoktu” diyecekti. Böylece sorumluluktan kurtulacağını sanmıştı. SHP daha sonra CHP ile birleşti. Erdal İnönü bu birleşmeden sonra siyaseti bıraktı. 2007 de katliamın hesabını vermeden hayatını kaybetti

Süleyman Demirel: Cumhurbaşkanı’ydı. Şöyle demişti:

“Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz” .. ” Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş… Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır… Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır” 

O da katliamdaki rolünün hesabını vermeden öldü.

Tansu Çiller, Başbakan: 

“Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” demişti.

En son onu AKP seçim mitinglerinde görmüştük. Faşizmin sadık bir katliamcısı olarak bir çok defa başbakanlık yaptıktan sonra aktif siyasette değil şimdi. Usta bir katil olarak kendi mirasını en iyi AKP’nin sahiplendiğini düşünüyor olacak ki AKP mitinglerinde boy gösteriyor.

Katliamda rol alanlar bunlarla sınırlı değil elbette. “Bir grubun galeyana gelmesi, polisin askerin de ihmali sonucu ortaya çıkan elim kaza” olarak üstü örtülmeye çalışılan Sivas katliamı, faşizmin tarihindeki Çorum, Maraş, Gazi gibi devlet tarafından örgütlenen, yönetilen; ‘iktidarı’ ve ‘muhalefetiyle’ düzen partilerinin kendilerinden beklenen rolü eksiksiz oynadığı bir katliamdır.

Unutmayacağız!

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.