(Yazı Muzaffer Gezer’in sosyal medya hesabından alınmıştır)
2017 Şubat ayı. Çağlayan’da İstanbul Adliyesi önünde Adalet nöbeti tutuyoruz.
Hava soğuk hem de ne soğuk. Alan geniş ve boş olduğu için kar bir yandan rüzgar bir yandan. İçimiz donuyor. Ebru halkın avukatları için biz de tutuklu Grup Yorum üyesi arkadaşlar için nöbetteyiz.
O gün biraz geç kalmıştım.
Ebru ve Sanat Meclisi’nden bir arkadaşımız oradaydı. Ebru’nun üstünde sarı bir yağmurluk vardı balıkçıların giydiği cinsten. Nöbeti devrederken yağmurluğu bana bırakmıştı. Ellerinde eldiven vardı ama yanakları al aldı. Üşüdükleri her hallerinden belliydi.
Beni görünce “Hah Muzaffer geldi. Şimdi şiir okur bize” dedi.
“Soğuktan konuşmakta zorlanıyorum ne şiiri yahu” dedim gülerek.
O hiç unutmayacağım unutmayacağım bir cümle süzüldü soğuktan moraran dudaklarından :
“Şiir ısıtır”
Bugün bütün şiirler sana ve düşen yoldaşlarımıza şiir yürekli Adalet savaşçısı…
Ne çayırlar
Ne uçsuz bucaksız gökyüzü
Ah senin o Helin gözlerin
Ev sahibidir serçe yüreğimin
Ne Leylalar
Ne çölde umarsız Mecnunlar
Ah senin o Koçak yüreğin
İlk sevdasıdır yaşlı bedenimin
Ne şarkılar
Ne bıçkın korkusuz şiirler
Ah senin o Gökçek sözlerin
Can yoldaşıdır zulme direnmemin
Ne rüzgarlar
Ne hırçın amansız kasırga
Ah senin o Ebru direncin
Tek dermanıdır yorgun dizlerimin
Giden her bir canımdan
Kalan bir parçasın bana
Son durağımsın kadın
Biraz yâr biraz yoldaş biraz ana