Yüksel direnişi tüm baskılara rağmen sürüyor. Bir gece vakti çıkarılan KHK ile ihraç edilen Yüksel direnişçileri 1300 günü aşkın süredir direniyor. 9 Haziran’da gözaltına alınap keyfi bir şekilde serbest bırakılmayıp geceyi nezarethanede geçiren Yüksel direnişçisi Nazan Bozkurt’a, 10 Haziranda hakim karşısına çıkarılmadan “gıyabında” ev hapsi verildi.
Yüksel Direnişçisi Nazan Bozkurt 11 Haziranda yazdığı metni yayımlıyoruz:
Sen Çok Güçlü, Çok Kudretlisin Bayım!
Belindeki silahla aslansın, kaplansın, 40 kilo bir kızcağızın, Merve’nin karşısında! O’nun o minicik bedenini yerde sürüklerken, vatan sana ne minnettardır, bilemezsin!
Siz çok güçlüsünüz baylar. İstediğiniz an basıverirsiniz evleri. 4 yaşında bir çocuğun başına dayadığınız otomatik silahlarınızdan alırsınız bu muhteşem gücü! Galoş giymenizi istedi diye vurup öldürüverirsiniz oracıkta o gencecik Dilek’i! Bastığınız evde bir anne kalp krizi geçirirken ambulansın gelmesini engelleyen siz, Edibe anayı katletmişsiniz, kim hesap sorar size?
Siz çok ‘delikanlı’sınız baylar! Uykusunda öldürürsünüz 19 yaşındaki Devrim’i!
Sual olunmayan kudretinizle havan mermisi yağdırırken 12 yaşındaki Ceylan’a, ailesi ceset parçalarını etraftaki ağaçlardan toplar!
7 yaşındaki Sevcan’ı Armutlu’da bir okul bahçesinde ezen panzeriniz, yoluna devam eder de Silopi’de iki küçücük kardeşi ezip öldürürken ne de heybetlidir! Sonra Hakkari’de bir çobanı vurursunuz, kimin umrunda ki Hakkari’de bir çoban!
12 yaşındaki Uğur’un bedenine yağdıracak 13 merminiz vardır sizin!
İbadethaneye işeyecek kadar kudretlisiniz!
13 yaşındaki Cemile’yi, evinin önünde tam kalbinden vurarak katleden keskin nişancınız, ne de maharetlidir değil mi?
Ethem’i ”çekip sıkan” 3 adet merminizin biri kafasına isabet edip öldürdüğünde ne olmuştu zaten dimi? 15 bin lira ceza ödeyip sıkmaya devam etmek üzere ‘görevinize’ dönersiniz!
Siz çok güçlüsünüz baylar. Çöküverirsiniz gırtlağına, ekmeğini isteyenlerin. Daha da mı istiyor, bir sabah evine siyasi polisi gönderirsiniz. Bu arada medyanız çoktan haber başlığını atmıştır bile: Örgütün memur yapılanmasına yönelik operasyonda…!
Size itiraz mı etti? Kırarsınız kolunu, bacağını! Gözünü çıkarırsınız! Saçlarını kökünden yolarsınız! Soran olursa da ”direniyordu, mukavemet ediyordu” dersiniz. Ama neye direndiğini asla söylemezsiniz. Zulme, zorbalığa, kanunsuz gözaltılarınıza, işsizliğe, açlığa direnirken zor kullanarak etkisiz hale getirdiğinizi zinhar söylemezsiniz!
Yaptığınız her işkence, muhakkak şahıs direnirken olmuştur!
Yere yatırıp ters kelepçe takarken üzerinde tepindiğiniz şahıs, direnmeseydi bunların hiçbiri olmayacaktı dersiniz! Taciz etmeniz de bundandır hep! Annesine küfretmeniz de hep direndiği içindir!
Şahıs direnirken orantılı güç kullanırsınız! Öyle ki daha anonsunuz bitmeden 4 kadına tomadan su sıkacak kadar orantılısınızdır!
Değil ceza almanız, sizi şikayet etmek bile imkansızdır. Kapı gibi valiniz arkanızdadır çünkü!
Savcılarınız hazır kıta, istediğiniz kararı çıkartmak için daima beklemektedir.
Bir yalanın altına imza atacak 15 kişiyi daima bulursunuz.
Yalan söylemekten zarar görmediğiniz sürece yalan söylemekte bir beis görmezsiniz. Öyle ya, edepmiş, ahlakmış, size ne lazım!
Zulmettiğiniz insanı suçlu çıkarmak için kiminiz şikayetçi olur, kiminiz yalancı tanık.. O’nunsa elinde hiçbir delil yoktur. Çünkü 6 adam bir minicik kızı yerde sürüklerken başarıyla çekime engel olmuşsunuzdur çoktan! Elde görüntü de yoktur.
Sonra hakim seslenir; yaz kızım, gereği düşünüldü..
Oysa düşündükleri tek şey, bu iğrenç çarkın dönmeye devam etmesidir. Falanca haksız yere tutuklanmış, onursuz çıplak aramaya direndiği için bir daha mı işkence görmüş? Ya da bebeğiyle birlikte hapishaneye mi girmiş? Size ne gam!
İhraç ettiğiniz 140 bin kamu emekçisi, ağaç kökü mü yemiş, taş mı kaynatmış, Meriç’te mi boğulmuş, kanser mi olmuş, inşaattan mı düşmüş? Sizin inşaatlarınıza zeval gelmemişse sorun da yok!
Kimi zaman hakim olursunuz, kimi zaman polis.. Yandaş basın olursunuz yeri geldiğinde, kaleminizle kan kusarsınız. Dilerseniz halkın seçtiği belediye başkanının yerine kayyum olursunuz.
Siz bu güçle her şeyi yapar, her şey olursunuz da bayım, Dünya yıkılsa olamayacağınız bir şey var:
İNSAN!
Nazan Bozkurt