Fransa hapishanelerinde çok sayıda siyasi tutsak bulunuyor, bunların çoğunluğunu bağımsızlıkçı Basklı ve Korsikalı tutsaklardan oluşuyor. Devrimci enternasyonalist tutsak olarak ise Lübnanlı Georges İbrahim Abdallah ile Venezüellalı Ramirez Sanchez İlich (Carlos) uzun yıllardır Fransız hapishanelerinde.
Türkiyeli devrimci tutsak Şefik Sarıkaya Roanne şehrinde bulunan hapishanede 2 seneden fazla bir zamandır. 1992’den bu yana 5 kez tutuklanan Şefik Sarıkaya toplamda 14 yıldır Fransız hapishanelerinde tutuldu. Türkiye’deki devrimci mücadeleye olan desteği, yürüttüğü demokratik faaliyetler nedeniyle yargılandı her seferinde Fransız mahkemeleri tarafından.
Mahkemelerin verdiği cezaların yanı sıra, hapishanede uygulanan özel yasak ve yöntemlerle baskılar uygulanıyor Şefik Sarıkaya üzerinde.
Sağlık sorunları nedeniyle tedavi için hastahaneye sevki dahi imkansız halen getiriliyor, bir mektubunda şöyle ifade ediyor Şefik Sarıkaya: “şiş olan ayak bileklerime orta çağdan kalma zincirli pranga vurmak istenilince hücreme geri döndüm” ve şöyle anlatıyor genel koşullarını:
“Burada kalan adli mahkumların geneli istedikleri her tür çarkı kendilerince çevirebiliyorlar. Her tür uyuşturucu, telefon çeşitleri, dışardaki pis işlerini organize etmeleri gayet iyi bir şekilde devam ediyor.” Öte yandan, kendi hücresinin sistematik olarak ayda bir kez aramadan geçirildiğini belirten Şefik Sarıkaya’nın aynı hapishane bulunan diğer iki siyasi tutsak ile karşılaşmaması için idarenin her türlü manevraya başvurduğunu belirtiyor.
Mektuplaşmalarda da sık sık engeller yaşadığını, son olarak bir arkadaşının kendisine zarf ile çeşitli gazetelerde çıkan haber, röportaj fotokopilerinin tümüne hapishane idaresi tarafında el konulduğunu anlatan Şefik Sarıkaya, “Haberlerin birinde Filipinli gerillaların fotoğraflarının bulunduğu ve bunların ‘cezaevi tüzüğüne aykırı’ olduğu için tüm makalelere el konulduğu bildirildi bana”.
Son Tutsaklık Serüveni…
Şefik Sarıkaya son yargılanma sürecini ise şöyle anlatıyor, “ 9 Haziran 2008’de Paris ve çevresinde bulunan bir çok insanın evleri sabahın 6sında, beni evimde dahil, basılarak keyfi ve işkenceli bir yöntem ile gözaltına alındık. Bu davaya, öğrenci, esnaf, dernek çalışanı, gazeteci, ev kadını vs. çeşitli mesleklerden insanlar dahildi. Ve hepimizi ‘terörist’ damgalı bir suçlamayla kendi terör karargahlarının hücrelerine bizleri doldurmuşlardı! Beni ile birlikte 5 kişi hapishaneye gönderildik ve diğer arkadaşlar kontrollü imza şartıyla serbest bırakılmıştı. 2009’un Mart ayında bizim davaya bakan Hakim 5 kişilik bir heyet ile Türkiye’ye giderek, hem ailelerimizi, hem de Fransa’da bizlerin konser etkinliğine katılım sağlayan sanatçı dostlarımızdan Suavi, Grup Yorum vs. hakkımızda tanıklık yapmaları için İstanbul’da mahkemede dinlemeye alıyorlar. Tabi bizler hakkında politik olarak tavırlarını hukuki normda da olsa boş olan dasyamızın içeriğini nasıl dolduracaklarının telaşıyla böyle bir mizansen çiziyorlar! Sonuç olarak İstanbul’da dosyalarına senaryo yapabilecek bir şey bulamadan geri geliyor mahkeme heyeti. Dosyaya hukuksal bir kaynak bulunamayınca biz içerdekiler belirli zaman diliminde peş peşe tahliye edilmiştik.
3 yıl sonra 2 Kasım 2012 tarihinde 17 kişi topluca 4 hafta süren bir yargılama sürecinden geçtik, Savcı 2 yıldan 8 yıla kadar ceza talebinde bulundu. Ona göre Fransa’da konser düzenlemek, dergi satmak, ortak dertlerimiz için dernek kurmak, yaz tatili kampına katılmak vs.. terör suçlaması için yeterliydi. Mahkeme 20 Aralık 2012 tarihinde kararını açıklamak üzere yargılamayı sonlandırdı. Bu durum karşısında avukatım bana 20 Aralık’ta valizimle gelmemi önerince ben de bakarız diyerek gülümsemiştim. O günden sonra Avrupa’da insanlarımızın içindeydim, ne zamanki 23 Mayıs 2016’da Basel şehrinde tutuklanıncaya kadar. 8 gün sonra Fransa’ya iade edildim. Mulhouse tutukevinde gardiyan hücreme gelip beni Türkiye konsolosluğundan gelen kişilerin görmek istediğini söylemişti, tabii tanımadığım kişileri görmek istemediğimi ifade etmiştim. Hakkımda verilen 7 yıllık tutukluluk kararının ardından ilk olarak Fresnes hapishanesine ardından Reau hapishanesine gönderildim. Şimdi ise 30 aydır Roanne hapishanesindeyim.”
Şefik Sarıkaya’nın 21 Temmuz 2020 tarihinde özgürlüğüne kavuşması bekleniyor.
Mektup yazmak için:
Şefik Sarıkaya
3251 Bat E3G20
CD. Roanne Rue Georges Mandel
42323 Roanne France