Sağlık çalışanlarının hepsi, sağlık iş kolunda görünmediği için bakanlığın düzenlemelerinden yararlanamıyor. Bu ayrımcılığa son verilsin diye basın açıklaması yapmak isteyen sağlık emekçileri ise gözaltına alındılar.
İbni Sina Hastanesinde sağlık emekçileri ve hastane çalışanları için önlem alınması talebiyle basın açıklaması yapan sağlık emekçilerine polis niye saldırdı?
Alışıldık bir durum haline getirilmeye çalışılıyor bu. Birileri eylem yapıyor ve işkenceyle, dayakla gözaltına alınıyor, bir süre sonra bırakılıyor.
Ne var yani bırakın isteyen haklarına sahip çıksın, ne istiyor halkımız ki bu kadar alçalabiliyorsunuz.
Çalışan işçiler ne ister işini geri almaktan başka, bir sanatçı neden ölüm orucuna yatar, sanatını yapabilmekten başka, onun görevi değil midir zaten sanatını icra etmek? Bir sağlık çalışanı kendi sağlığını tehlikeye atarken ne isteyebilir kendi haklarını, kendi ve halkın sağlığını korumaktan başka.
Bizde bir söz vardır ya; “Tok olan ne anlar aç olanın halinden” diye.
Ağalar paşalar saraylarında ekmek elden su gölden yaşayarak zaten anlamaz halkın dilinden.
Ekmek parası derdi yok, işsiz kalma derdi yok.
Yapılan eylemlere, sesini çıkartan halka tahamülleri hiç yok.
İşinden eden sen, ekmeğinden eden sen, sağlığından eden sen, işkence yapan sen, şanatçılara engel olan sen, kendi sağlığın için kendini sarayına kapatan sen, yaşlılarımıza saygıda kusur edin diyen sen, hakkını arayana, sesini çıkartana, ölene de dahi saygısı olmayan.
Ama haksızlığa karşı çıkartılan sesten korkan yine sen! Kim nerde ne şekilde sana ve yaptıklarına karşı çıksa korkuyla saldıran yine sen…
Halka yaşattıklarından anlaşılacağı gibi sonu gelen de sen…
