Sosyalizmin sosyalizm olmaktan çıktığı Sovyetler Birliği’nin çöküşü sırasında bu
sayı 142 bindi.
Rusya’da evsizliğin arkaplanı
Rusya’da sosyalizmin çözülüşünden beri insanlar birçok temel haklarını
kaybettiler. Bunların başında gelen konut ve barınma sorunu şuan Rusya’da 1 milyonu aşkın insanı ilgilendiriyor. Rusya Komünist İşçi Partisi’nin yayın organı Rot Front’ta 18 Eylül Çarşamba günü yayınlanan Rusya’daki evsizler hakkındaki makaleyi size sunuyoruz.
Rusya’da herhangi birine evsizlerin nasıl göründüğünü soracak olursanız, çoğunlukla şu yanıtları alırsınız: alkolik, hayatını içmekle geçiren, çalışmayı sevmeyen, canı istediği gibi dolaşan ve dilenen bir insan tipi… Birçoğu onları tehlikeli görüyor.
Topladığımız veriler bu klişeleri çürütüyor. Yani, insanların sokakta nasıl gözüktüğünü ve evsizlerin portresinin ortalama ne olduğunu bulduk.
İlk olarak evsiz insanların büyük bir çoğunluğu sıradan insanlardan farklı değil. Onlar işe gelen yorgun işçilere benziyorlar. Evsizler her gün sokakta uyumaz. Geçici yarı zamanlı işler sayesinde pansiyonda ya da hostelde bir yatağı çıkarabilir ya da arkadaşlarıyla barınak bulabilir. Çalışamadığında istasyonda uyur.
Aynı zamanda yeni evsiz bırakılan bir kişi genellikle kendisini evsiz bir kişi olarak görmez. Sokaktaki geçitlerde gördüğümüz kirli giysiler içindeki insanların muhtemelen ilk yılı değil. Evsizler kimi verilere göre 5 yıl, kimi verilere göre 8 yıldan fazla yaşamıyor. Uzmanlar, belirli bir “geri dönüşü olmayan noktaya” dikkat çekiyor: sokakta yaşayan insan psikolojisi altı aydan sonra (en fazla, bir yıl sonra), geri dönüşümsüz olarak değişiyor
ve pratikte normal yaşama dönecek gücü kalmıyor.
Alkole gelince, çoğunluk yine de, bir düzensizliğin sonucunda bağımlı hale gelir ve bunun tersi olmaz. Alkol sizin sıcak kalmanıza ve soğukta uykuya dalmanıza yardımcı olur, çünkü birçok insan böyle donarak ölür.
Rusya’da birçok insan serserilik ve dilenciliği birbirine karıştırır. Ama bunlar farklı “meslekler”. İlki kendi başlarına olan, ikincisinde ise çoğu zaman onların gelirlerini alan ‘’sahipleri’’ var.
Evsizlerin köleliğe düştüğü (çingenelere veya Dağıstan’daki bir tuğla fabrikasına) hikayeler vardı. Her şey orada toplama kampları gibi düzenlenmiştir: dikenli tel, öğle yemeği için balanda (Bir çeşit tatsız sıvı yahni), yoğun iş gücü. Kaçmayı başaranlar ise benzer hikayeleri anlatıyor. Biri alkol teklif etti, bilincini kaybetti, fabrikada uyandı. Serserilerin kendi korkularını, güvensizliklerini ve kendi hayatlarını yönetmelerini zorlaştıran, daha agresif vatandaşların kurbanı oldukları birçok
durumu hatırlanabilir. Varsa tersi daha azdır.
Evsizlerin sosyal olarak son derece tehlikeli oldukları ise en yaygın klişe. Aslında, aralarında farklıdırlar: iyi ve kötü, agresif veya değil. Bunlar aynı insanlar. Ve hayatlarının büyük bir kısmı, hayatta kalmaya, sokağın acımasız dünyasında varlığını sürdürmeye çalıştıkları gerçeğiyle meşgul.
İNSANLAR NASIL EVSİZ KALIR?
Aile içi çatışmalar: %36 – (Genellikle ya ebeveynler çocuklarını atar ya da çocukları onları.
Emek göçü : % 22 – İnsanlar depresif kasabalardan ve köylerden büyük şehirlere yeni bir bağlantı umuduyla gelirler, bazıları iş bulamaz, bazıları aldatılır.
Emlak sahtekarlığı : % 17 – Kurbanlar çoğunlukla yalnız kalmış yaşlılar ve
yetimhanelerden gelen çocuklardır.
Cezaevinden tahliye edildikten sonra gidecek hiçbir yer olmaması : % 10 – Akrabalar ya da devlet evlerini ellerinden alır, aynı zamanda ağır suç işlemiş kişilerin iş bulma ve ev kiralama imkanları da genellikle yoktur.
Vatandaşlık alamamış yabancılar : % 6
Zorla tahliye edilmiş kişiler : % 4 – örneğin borçlar için.
Yaşam için uygun olmayan konut : % 3 – Yangında harap olmuş veya zarar görmüş olabilir;
Diğer sebepler : % 2
GÜNÜMÜZDE EVSİZLERİN ORTALAMA YAŞI 45
Sabit bir ikamet yeri olmayan insanlara yardım eden gönüllüler, tıbbi ve sosyal yardım, çalışma, evrak işlemleri ve benzeri haklarımızın bağlı olduğu Rus Kayıt Sistemi tarafından birçok sorunun yaşandığını söylüyor. Bu sistemi çoğu ülkede olduğu gibi bir bildirim sistemine çevirmenin zamanı geldi. Örneğin bir serseri ikamet ettiği alandaki bir sosyal kurumun adresinde kayıtlı olabilir ve vatandaşlık haklarını kullanabilir ancak mevzuatın eksikliği bunu yapmasına izin vermez. Bu değişiklik
muazzam bir çalışma ve yetkililerin iradesini gerektirir ama bunun yakın gelecekte gerçekleştirilmesi mümkün değildir.
Sabit bir ikamet yeri olmayan vatandaşların sayısı ise ayrı ve zor bir sorudur.
Hayırsever örgüt Noçlejka’ya göre, Rusya’da yaklaşık 1-1.5 milyon evsiz insan olabilir.
Kesin bir veriye kimse sahip değil. Karşılaştırma için, Sovyetler Birliği’nin çöküşü sırasında bu sayı 142 bindi.
Ve bu eğilim ne yazık ki giderek hayal kırıklığı yaratıyor. Rusya’daki yoksulluk sınırının altında şu anda 20,9 milyon insan yaşıyor. Hükümetin egemen sınıf lehine gerçekleştirdiği çok sayıda piyasacı reform yoksul insan sayısının giderek artacağını gösteriyor.
Göründüğü üzere bu durumda sokakta kalmak oldukça anlaşılır: bunlara karşı ayakta kalamayan bir kişi hastalık, iş kaybı ve diğer sıkıntılar nedeniyle her şeyini kaybedebilir.
Bu durumu tersine çevirmek için yetkililerin iradesi yetersizdir. Hayatta kalma mücadelesini giderek daha fazla hatırlatan, hakları için savaşan örgütlü bir halk iradesine ihtiyacımız var…