26 Mart tarihinde, Hizbullah’a ait Al Manar televizyonuna konuşan Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, ABD’nin Lübnan ziyareti ve Golan tepelerine illişkin yapılan açıklamalara değindi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo geçen hafta Lübnan’a ziyaret gerçekleştirmişti. Nasrallah, ABD’nin Hizbullah aleyhindeki tutumunun kendilerini gururlandırdığını vurguladı ve « Pompeo’nun bir tek sözü doğru değil » dedi.
Nasrallah şunları söyledi, «Bir tek direniş seçeneği olduğuna inanmalıyız, Golan’ın geri verilmesi, Şebaa’ın Lübnan’a verilmesi ve Filistin halkının hakları.
Pompeo tam 18 kez Hizbullah dedi. Korkmadık, mutlu olduk. Pompeo’nun ve ABD’nin bize yönelik öfkeleri, bizi doğru bir pozisyonda olduğumuz ve Amerika’ya yönelik kararlarımızın da yerinde olduğu konusunda bizi memnun etti. Bizim için bu yapı büyük şeytanı temsil ediyor ve eğer Amerika bizden memnunsa, demekki duruşumuzu değiştirmeliyiz.”
Nasrallah ayrıca “Lübnanlı yöneticiler Hizbullah’ın, meclis içinde bir çok vekili bulunan demokratik bir şekilde seçilmiş bir parti olduğunu söylediler. Pompeo bunun üzerine Hizbullah’ın silahlı kanadının yıkımı yaydığını iddia etti. Siz, atalarınız ve ordunuz tüm dünyada yıkımı yaydınız. Sizlerin Vietnam ve Japonya’daki geçmişinizden değil, bugün Afganistan, Irak, Suriye, Yemen ve Venezüella’dan söz ediyorum.
Yakın gelecekte Trump’ün İsrail’in Batışeria üzerinde egemenliğini ilan etmesine hazırlıklı olmalıyız.
Dünyanın en büyük terörist ülkesi bizi terör ile suçluyor. Pompeo Lübnan halkını bize, direnişe karşı kışkırtmak istiyor, ziyaretinin amacı bu” diye konuştu.
Suriye toprakları olan Golan üzerinde İsrail’in egemenliğini tanıyan Trump için Nasrallah şunları ifade etti,
“Trump İsrail için bu adımı attı. Bu da bizlere, ABD yönetiminin Birleşmiş Milletleri (BM) ve BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarını kayda almadığını kanıtlıyor. ABD, bu kurumları kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyor ancak projelerine hizmet etme konusunda başarısız kalmaları halinde hiçe sayıyor. ABD’nin bu adımı ayrıca, uluslararası kurumların halkların haklarını koruma gücünde olmadığını da gösteriyor”.
Nasrallah özellikle “Arap dünyasının gerçek tepkisi Kudüs için olmalıydı. Arap ülkelerinden İsrail’e savaş açmalarını istemiyorum. Ancak Arap ülkelerinin azıcık bir onuru kalmışsa Tunus’ta düzenlenecek Arap Birliği Zirvesi’nde 2002 yılında başlattıkları İsrail ile barış girişimini geri çekmeliler” dedi.
