956 gündür, yani iki yılı aşkın süredir, her gün saldırmalarına, her gün direnenleri gözaltına almalarına rağmen, bitirilemeyen bir direniş Yüksel Direnişi.
Şimdi de sudan bir bahaneyle direnişçilere para cezası vererek onları yıldırmaya çalışıyorlar.
İşkencelerle, gözaltı ve tutuklamalarla, hapishanelerle yıldıramadıklarını parayla yıldıracaklarını sananlar yine yanılacaklar.
Yüksel direnişçilerinin 956. Gün akşam eyleminde taşıdıkları pankart da işte bunu anlatıyor.
Yüksel Direnişçileri, 22 Hazirandaki eylemde
“HUKUKSUZ PARA CEZALARINIZ BİZLERİ YILDIRAMAZ” yazılı bir pankart açtılar.
Yüksel direnişçileri bu konuda yaptıkları açıklamada şöyle dediler:
“Olmayan bir valilik kararına dayanarak bize kestiğiniz para cezalarını alın başınıza çalın. Onları bir bir mahkemeden iptal ettiriyoruz. Bundan sonra ne yapacaksınız?”
Pankartın bir ucunda nüfus memuru Nazan Bozkurt, diğer ucunda ise, bir süre önce polisin alçakca cinsel saldırısına maruz kalan ve buna rağmen meydanlara çıkmaya devam eden Merve Demirel vardı.
956. gün akşam açıklamasında Nazan Bozkurt ve Merve Demirel, bu pankartı açtıktan bir süre sonra gözaltına alındılar.
O meydan, o anıt, o anıtın altında hergün gözaltına alınacaklarını bile bile pankartlarını açanlar, kamu emekçilerinin onurudurlar.
Tüm halkın onurudurlar.
Her gün, günde iki kez, bize ne yapmamız gerektiğini
ve aslında hepimizin birşeyler yapabileceğimizi gösteriyorlar.
Direnmek için süper insanlar olmak gerekmiyor.
Yüksel’de hergün o pankartın bir ucundan tutanların da öyle süper bir güçleri yok.
Ama iradeleri var.
Cüretleri var.
Kararlılıkları var.
Emekleri var.
Emekle, cüretle orada dünya tarihine geçecek bir direniş yarattılar ve sürdürmeye devam ediyorlar. Nuriyelerin bayrağı Yüksel’de, o anıtın altında dalgalanmaya devam ediyor.
Ve işkenceciler, o kadar aciz ki,
Her gün, günde iki kez onları gözaltına almaya devam ediyorlar; para cezalarından medet umuyorlar. Ve fakat… Yüksel’de direniş sürüyor.