22 Şubat tarihinde tutuklu meslektaşları için dilek feneri uçurmak isteyen Halkın Hukuk Bürosu avukatları ve tutsak avukatlarla dayanışma içerisindeki diğer avukatlar hakkında geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlandı.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının, tutsak avukatları sahiplenmesini hazmedemeyen devlet, öncelikle 22 Şubat’taki Dilek feneri uçurma eylemine müdahale etmişti. Beşiktaş’ta yapılmak istenen bu eyleme çeşitli gerekçelerle müdahale etmiş, avukatlar işkenceyle gözaltına alınmıştı. Gözaltı sırasındaki işkenceden ötürü yaralanan avukatlar üzerindeki baskı bununla da son bulmadı. Geçtiğimiz günlerde savcılık, polis tarafından yapılması engellenen bu eylem hakkında iddianame hazırladı. İddianamede en dikkat çeken noktalardan birisi de avukatların maruz kaldıkları işkenceye karşı attıkları ” Faşizme Karşı Omuz Omuza, İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek” ” kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz” sloganlarını ‘örgütsel tavır’ olarak göstermesi oldu.
Halkın Hukuk Bürosu hazırlanan iddianameyle ilgili olarak ‘Savcının dilek feneri eyleminden ‘örgüt üyeliği’ çıkarmak istediğini ancak bunu beceremeyince sadece süslemek zorunda kaldığını” söyleyerek iddianameyi şöyle değerlendirdi:
“Pankartsız flamasız, eylemin nevii belli, örgüt propagandası bile mevzu bahis yapılamazken iddianameyi düzenlerken özel amaç güderek örgütten bahsetmek istemiş. Mahkemede algı oluşsun, ceza alalım düşüncesinden olacak.Dilek feneri uçurulamadı bile. Yapılmayan eylem üzerine suç yaratıyorlar. Dilek fenerini henüz yakamadan gözaltına alınmamıza rağmen “toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefet” ettiğimiz, bize yapılan hukuksuz işlemi kabul etmediğimiz için de “görevi yaptırmamak için direnme ” gibi bir suç işlediğimiz iddia ediliyor. Onların yüz karası bize açılan bu dava. Bir dilek feneri eylemine karşı bize yaptıkları saldırı, işkence ve bu dava, bizim onları ciddiye almayışımızın rahatsızlığıdır.“
