29 Mart günü ABD Büyükelçisi Jeffry Flake CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti.
Bu ziyarete ABD’nin emir eri gibi çalışan, faşist şef Erdoğan çok içerlendi. Yine boyundan büyük laflar etti. Yine yalayacağını bile bile tükürdü.
Erdoğan “Gidiyor Bay Kemal’i ziyaret ediyor. Ayıptır, biraz kafanı çalıştır. Sen büyükelçisin. Senin buradaki muhatabın cumhurbaşkanıdır” dedi ve ekledi: “Haddini bileceksin. Büyükelçi olarak görevini bileceksin. Bir büyükelçi nasıl çalışır, bunu öğreneceksin. Bunu öğrenmediğin takdirde bu kapı öyle yol geçen hanı değil, giremezsin.”
Ülkemizde ABD emperyalizminin icazeti olmaksızın iktidara gelmek, iktidarda kalmak mümkün değildir. Faşizmin varlığı başta ABD olmak üzere emperyalizmin egemenliğinin devamı içindir.
ABD emperyalizminin onaylamadığı hiç bir siyasi parti iktidara gelemez. Bu gerçeği bilen tüm düzen partileri, liderlik düzeyinde kâbeyi tavaf eder gibi kesinlikle bir ABD yolculuğu yapar, mümkünse ABD Başkanıyla veya ABD yönetiminin uygun gördüğü bir bakan veya bürokratla görüşürler.
21 yıllık iktidarı boyunca ABD’nin tüm isteklerini yerine getiren bir dediğini iki etmeyen Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun ABD tarafından ziyaret edilmesinin sebebini biliyor elbette. Sonuçta Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi ihtimali var. Gelecekteki muhtemel işbirlikçisine ziyaret etmesi ABD büyükelçisinin asli görevlerindendir. Ancak Erdoğan güya kükrüyor. Bu ziyareti ABD karşıtı gibi görünmek için kullanıp, halkımızın ABD düşmanlığını sömürmek istiyor.
ABD’nin sadık işbirlikçisi “Amerika’ya bu seçimlerde bir ders vermemiz lazım.” diyerek asıl amacını da dile getiriyor.
ABD Büyükelçileri ülkemizde sömürge valileri gibidir. Adından da anlaşıldığı gibi, sömürge valileri, atandıkları topraklarda, kendilerini atayanlar adına yönetim işlevini yerine getirirler.
ABD Büyükelçileri de atandıkları ülkemizde, faşist yönetimlere ABD adına, uyarılarda bulunur, talimatlar verir, görevlerini tayin eder. Belli konulardaki ABD yönetiminin politikalarını empoze eder.
Kemal Kılıçdaroğlu bugüne kadar ABD aleyhine tek bir kelime etmemiştir. Böylesi bir çıkışın kendisi için iktidar yolunun ilelebet kapanacağı anlamına geleceğini bilir. Aksine geçtiğimiz aylarda ABD ziyaretinde bulunmuştur. Büyükelçiliğin ziyaretinin sebebi Kılıçdaroğlu’nun iktidara gelmesi olasılığının belirginleşmesinden dolayıdır. ABD büyükelçiliğinin ziyareti onursuzluktur. İşbirlikçilik noktasında hiç bir değişikliğin olmayacağının işaretidir.
AKP faşizminin ise bugüne kadar sadık işbirlikçiliği sayesinde bu şekilde çıkışları ABD yönetimi tarafından hep “hoş görülmüştür”. Yoksa ne AKP faşizminin, ne Erdoğan’ın ABD büyükelçisine veya herhangi bir bürokratına dahi kapısını kapatacak gücü yoktur. Böyle kükrediğine bakmayın, ABD karşısında süt dökmüş kedidir.
Erdoğan, ABD gel dediğinde gelir, git dediğinde gider, sus derse susar.