Emperyalist şirketlerin doymak bilmez talanlarıyla dünyanın çeşitli yerlerinde geçmiş tarihlerde yaşanan doğa katliamı ülkemizde tüm hızıyla devam ederken bu katliamın ortakları mevcut iktidar ve onun kurumları.
ÇED raporu ile ülkemiz topraklarında zehirli arama yapan tüm madenlerde olduğu gibi İliç madeninde de maden arama faaliyetinin devam etmesi yönündü rapor verildi. Üstelik bu rapor gerçeğin tam tersini onaylayan içerikte.
İliç’teki maden projesiyle ilgili şimdiye kadar pek çok dava açan avukat Yıldırım, 2021 yılında şirket için verilen ‘ÇED olumlu’ kararında ‘bölgede heyelan olmaz’ denildiğini söyledi.
Son yaşanan heyelan kazılardan oluşan yapay dağda oluştu. Ve bu dağda, madenlerde oluşan çatlaklar emekçiler tarafından yetkililere söyleniyor, gerekli uyarılar yapılıyor. Buna rağmen doymak bilmez talanın, dizginsiz sömürünün gereği olarak ne insan hayatı, ne de topraklarımızın zehirlenmesi riski düşünülmedi. Önlem alınmadı. Bu katliam yaşandı.
Bu arada Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan siyanürle altın aranan madende meydana gelen katliamda toprak altında kaşan 9 işçiye ulaşılamadı.
Maden sahasının Fırat Nehri’ne ve Munzur havzasına yakınlığı çevrede ciddi tehlike yaratırken Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Komisyonu Üyesi avukat Barış Yıldırım Barış Yıldırım, göçük ile sadece siyanür ve sülfürik asit gibi ağır kimyasalların değil; civa, çinko, arsenik, asbest gibi ağır kimyasalların da toprağa, suya ve havaya temas ettiğini, bunun ekosistem, canlı yaşamı ve çevre sağlığı açısından mümkün olmayacak zararlar üreteceğini belirtti.