Hakları için Ankara’ya yürüyen ve haklarının verilmesi için sözler verilmesi üzerine, Soma’ya dönen madencilerin içinde bulunduğu araç trafik kazası yaptı. Kazada Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Tahir Çetin ve maden işçisi Ali Faik İnter öldü.
Hakları için çıkmışlardı o yola.
O yolda aramızdan ayrıldılar.
O yolda işçi sınıfının iki neferi olarak ölümsüzleştiler.
Uyar Maden işletmesi tarafından hakları gasp edilen Somalı madenciler, hukuken kazandılar, ama hukuken kazandıklarını alabilmek için 15 yıldır mücadele ediyorlar.
Hakları olan tazminatları ödenmeyen, 888 maden işçisi var.
Madenciler, Ekim 2020’de Bağımsız Maden-İş Sendikasıyla Ankara’ya yürüme kararı aldılar. O gün bugündür de hakları için eylemlerini sürdürüyorlar.
Somalı Madenciler, kendilerine verilen sözlerin tutulmaması üzerine 4 Temmuz’da tekrar Ankara’ya yürüdüler.
Tazminatlarının ödenmesi konusunda yeniden söz verilmesi üzerine, artık evlerine dönüyorlardı.
Yollarda O Türküyle Yürüdü;
O Türküyle Uğurlandı
Tahir Çetin, çiftçiydi, madenci oldu. 2004’den bu yana madenciydi. Çiftçcilikten madenciliğe geçişi de yine zorunluluktandı, tütüne kota konulması üzerine mecburi bir geçişti. Madencilerin haklarını savunan bir sendikacı oldu. 2014’de Soma katliamından sonra, mücadeleyle, hak arama bilinciyle ve sendikalarla tanıştı… Mücadele içinde yer almaya başladığında defalarca gözaltına alındı. Aramızdan ayrıldığında 43 yaşındaydı.
Ali Faik İnter, bir madenci oğluydu, babası da madende, bir maden kazasında ölmüştü. Babası 2002’deki maden katliamlarından birinde öldüğünde, 27 yaşındaydı. Ali Faik de babası gibi, henüz 26 yaşındayken aramızdan ayrıldı.
Ali Faik İnter, dün Soma’da toprağa verilirken, Tahir Çetin de bugün İzmir’inKınık ilçesinde toprağa verildi. Cenaze törenleri, madencilerin kendilerine biçilen kaderlerine isyanlarını haykırdıkları, Somalı madencilerin mücadelesinin anlatıldığı törenlere dönüştü.
Arkadaşları, Tahir Çetin’in, mücadele için çıktığı yollarda hep Grup Yorum’un “Madenciden” türküsünü dinlediğini anlattılar cenaze töreninde. Bu nedenle de mezarı başında hep birlikte bu türkü söylendi.
İndim maden ocağına kara elmas diyarına
Yeryüzü sıcak olsun diye dost
Yıllar boyu kazma salladım, suskunca bu zindanda
Çocuklarım gülsün diye dost
Oysa bizim evde gülen yok
Yürü derler yürü derler açlığa yürü derler
Kara elmas tabut olmuş gerekirse ölün derler
Günü gelir utanmadan ağlaşana gülün derler
Yalanlara artık sabrım yok
Bugün maden ocağına kara elmas diyarına
İnmedik selam olsun sana dost
Ölesiye ışık hasretiyle solmuş bu yüzlere
Grev grev güneş doğmuş dost
Artık kaybedecek bir şey yok
Yeraltında ezilenler yeryüzüne seslenirler
Madenler bizim derler gerekirse ölüm derler
Günü geldi grev derler dost
Artık kaybedecek bir şey yok