Evsizler, uzun yıllardır Avrupa’nın hemen bütün büyük şehirlerinin değişmez bir parçasıdır. Paris, Brüksel gibi şehirler başta olmak üzere, bir çok şehirde evsizler, gözlerden gizlenemeyecek kadar çok ve yaygındır. Sadece Brüksel’de 7 bin evsiz olduğundan bahsedilmektedir.
Kışın sert geçtiği günlerde, gazete ve televizyonlarda sık sık şu haberleri okur ve dinleriz : Bu gece 7 evsiz donarak öldü.
Hep erken ölürler.
Hiçbiri yaşadıkları ülkenin « ortalama yaşam süresi »ne ulaşamaz.
Sokak, erken öldürür. Evsizlik, ömürsüzlüktür.
Dünya Ölçeğinde Bir Sorun
Evsizler, bugünün emperyalist-kapitalist dünyasının yarattığı en önemli sorunlardan biridir. Birleşmiş Milletler’in yayınladığı bir rapora göre dünya genelinde 100 milyona yakın evsiz insan var. Bu insanlar, barınma hakkından yoksun olarak sokaklarda yaşıyorlar ve ailelerinden kopuklar. Çarpıcı bir rakam daha ekleyelim ; bu 100 milyonun 36 milyonu Amerika’da. Emperyalist-kapitalizmin «rüyalar ülkesi»nde. ABD’de 36 milyon artık rüyalarını sokaklardaki kartondan yataklarında görüyor veya artık rüya görmeyi unuttular !.
Ülkemizde 70 Bin Evsiz
Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre, «Türkiye’de tahmini olarak 70 binden fazla evsiz bulunuyor.» Araştırmanın kaynağı Şefkat Der.
Araştırmaya göre «Sadece İstanbul’da sokaklarda yaşayanların sayısı 10 bine yaklaşmış durumda.»
Evsizler, ülkemizde eskiden « bimekan » olarak, yani «mekansız » olarak adlandırılırdı. İstisnai bir haldi bu. Ama artık şimde yaygın bir toplumsal, sosyolojik olgudan söz ediyoruz.
Onlar gündeme getirilmiyor pek. Kıyıda köşede yaşıyorlar ve öldüklerinde de sessizce kimsesizler mezarlığına gömülüyorlar.
Dayanışmanın Yerini Bireycilik Alınca…
Evsizler, «kazanma gücünü kaybetmiş, arkadaşlık ve aile bağları yok olmuş, sosyal bağları bozulmuş kişiler» olarak tanımlanıyor.
Eskiden avrupa ülkelerinde evsizlerin çokluğu gösterilip, sonra « bizde daha büyük yoksulluk olmasına rağmen bu şekilde bir evsizlik yok, olmaz da…» denilirdi.
Çünkü diye devam eder bu cümle, « bizde akrabalık ilişkileri güçlüdür. Toplum evsizi, yetimi sahiplenir.. » :
70 bin rakamı, işte bu bağların da kapitalizm tarafından yavaş yavaş çözülmekte olduiğunu gösteriyor.
Kapitalizm ne akrabalık, ne insanlık, ne toplumsal dayanışma ve sahiplenme, hiçbir değer bırakmıyor.