Aksaray Hapishanesi’nde hak ihlallerinin bitmesi için açlık grevinde olan tutsakları ziyaret eden Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD)’li avukatlar, “Tutsaklar, ayakta sayım uygulaması ve baskılar sona ermediği sürece açlık grevini sürdüreceklerini belirttiler” dedi. Aksaray T Tipi Kapalı Hapishanesi’ nde tutuklu bulunan Bışar Bilen, Mehmet Fatih Bingöl ve Ümit Temur’ un “ayakta sayım uygulamasının dayatmasına ve tutukluların sürekli darp edilmesi” gibi hak ihlallerine karşı başlattıkları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinin 8’inci günündeler.
ÖHD’ li avukatlar, 22 Temmuz’da açlık grevindeki tutukluları ziyaret etti. Avukatlardan Ali Bozan, tutuklu ailelerinin derneklerine başvurmasından sonra tutuklular ile görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi. Av. Bozan, şuan açlık grevinde olan 3 kişinin de aralarında olduğu 11 tutuklunun Aksaray Hapishanesine getirildiği 21 Şubat’tan bu yana hak ihlallerine maruz kaldığını söyledi.
Ayakta sayım dayatmasına karşı çıkan tutukluların 24 ve 28 Şubat tarihlerinde darp edildiklerini ifade eden Bozan, “Darp izleri vücutta kalacak şekilde yapılmış. Darptan sonra tutuklular doktora çıkmak istemişler ama bir süre çıkarılmamışlar. Ardından doktora götürülen tutsaklara, ‘sizin dedikleriniz bir iddiadır bunu rapora yazamam’ ifadesi kullanılarak, yapılan fiziki saldırı kayıt altına alınmamış” dedi.
Darp olayından sonra tutuklular savcılığa şikayette bulunsalar bile aynı gece koğuşlarının basıldığını ve bir kez daha darp edilerek, tekli hücrelere götürüldüğünü söyleyen Bozan, “Adı her ne kadar tek kişilik oda olsa da aslında hücre uygulaması ile karşı karşıya kalmışlar. Tutsakların tamamı 3 buçuk ay tek kişilik odada kalmış. Ve günde sadece bir kez havalandırmaya çıkarılmış. Sadece bir kez havalandırmaya çıkarma ve tek kişilik odada tutulma ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişilerin ceza infaz rejimidir. Ağırlaştırılmış müebbet almayan bir kişinin bu koşullara koymak imkânsızdır” diye konuştu.
Aynı zaman da hapishane yönetiminin keyfi bir şekilde pandemi döneminden beri tutuklulara gazete vermediğini ve tutukluların şalvarlarını ‘örgüt kıyafeti’ sayıldığı için vermediklerini söyleyen Bozan ”Bu yaşananlar hukuk içerisinde değerlendirilebilecek uygulamalar değil. Cezaevinin yaptığı uygulamaların tek bir tanesinin bile hukukla izahı yoktur.” dedi.
Tutsaklar, ayakta sayım uygulaması ve kendileri üzerindeki baskı sona erene kadar açlık grevini sürdürmekte kararlılar. Ülkemizdeki baskılara karşı direnenler olduğu gibi Hapishanelerdeki baskılara karşı da tutsaklar bedenlerini açlığa yatırarak, ölüm oruçlarıyla, açlık grevleriyle direniyor. Çünkü bu insanlık onurunu ayaklar altına alan dayatmalara ve haksızlıklara karşı direnmekten başka bir çözüm yok.
