Aralarında Ölüm Orucundaki ibrahim Gökçek’in bulunduğu Grup Yorum üyelerinin yargılandığı dava bugün İstanbul (Çağlayan) 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Mahkeme önünde ve içinde mahkemeye gelen izleyicilerin protestoları ve alkışları vardı. Mahkemede yargılanan değil yargılayan devrimcilerin yaptıkları savunma Halkın Hukuk Bürosu tarafından paylaşıldı. Savunmanın öne çıkan yanları şöyle:
İbrahim Gökçek: Kaç iktidar geldi geçti, yarın AKP de yıkılır. Grup Yorum kalır.
“Bu davanın da tanıklarından Berk Ercan’ı hem yargılayan, hem tanık olarak dinleyen, hem de hedef gösterildiği iddiasıyla gazeteci Canan Coşkun’a ceza verdiren başkansınız. 37. Ağır Ceza Mahkemesine atanmanız Çhd’li avukatların Aihm kararları, avukat olmaları nedeniyle tahliyelerinin ardından heyetin hukuksuzca değiştirilmesiyle olmuştur.
“Buraya kadar geldim. Bir kez daha bu salona gelebilir miyim, avukatlarım, izleyenler tekrar beni görebilir mi? Bunu bilemiyorum. Ölebilirim. Sakat kalabilirim. Hafızamı kaybedebilirim. Bu yüzden buraya kadar geldim, söylemek istediğim bazı şeyler var. Neden böyle oldu? Bu sürece nasıl geldim? Nasıl büyük bir suç işledim? Bundan bahsetmek istiyorum. Öncelikle avukatlarıma, ailelerime, sanatçı dostlarıma, Grup Yorum emekçilerine teşekkür etmek istiyorum.
“15 yıllık Grup Yorum emekçisiyim. Bir halk sanatçısıyım. Ruhi Su, Dadaloğlu, Pir Sultan nasıl sanat yaptılarsa öyle sanat yaptık. Saray soytarısı olmadık…Anlatılacak çok şey var. Hesabı sorulacak çok şey var. 242 gündür adalet için bekliyorum. Ben kimim? İbrahim Gökçek. 15 yıldır Grup Yorum emekçisiyim. Halk sanatçısıyım…Besteler yaptım. Bas gitar sanatçısıyım. Ülkemde 60’tan fazla ile gittim. Onlarca Avrupa ülkesine gittim. Yüz binlerce insana konser verdim. 2016 Ohal’ine kadar böyle devam etti. 5 Temmuz 2016’da Hatay Samandağ’da 40 bin kişiye konser veriyordum. Pankartlar inecek, bir şarkıdan sonra gideceksiniz diyen polislerin hepsi bir anda ortadan kaybolmuşlardı.
“2017 yılından sonra Grup Yorum’a büyük bir siyasi linç başladı. Kültür merkezim 12 defa basıldı. Basılır mı? Enstrümanlar parçalanır mı? Parçalandı. Saçlarımız yolundu. Piyano tuşlarımız tek tek kırıldı. Bu nasıl bir düşmanlıktır? Ne yaptık biz?..Bütün bunları umutlu türküler söylemeye devam ettiğimiz için yaşadık. Ben bunları kabul etmiyorum. Bu davanın özü gizli tanıkların söyledikleri değil. Onlar olmasaydı da biz suçlanacaktık, onlar figür. Sahibi olduğum kültür merkezi gece gündüz basılmasın istiyorum. Grup Yorum üyeleri serbest bırakılsın istiyorum. Biz sanatçıyız, bu ülkenin medar-ı iftiharıyız..Emin olun, bu süreç geçince ilk satacakları, ilk iftira atacakları siz olacaksınız. Bunlar böyle kişiler. Biz Hasan Kaçanlar gibi, Yavuz Bingöller gibi belediyeler kapak atamayız. Alişanlar gibi dolar dağıtamayız. Biz halkın sanatçısıyız…
“Biz bu konserleri kendi emeğimizle yaptık. Kalem yaptık, kalem sattık. Ben poğaça yaptım, poğaça sattım. Konserlerimizin masraflarını biz böyle karşıladık. Biz 1 Milyon kişilik konser yaptık. Şu an yapacağımız ilk meydan konseri en az 3 Milyon kişilik olacaktır. Neye yaradı bu süreç? Konser mi yapamadık? Hayır, Grup Yorum konser yapmaya, konser yapmak istemeye devam etti. Bestelere devam ettik. Ben hapishanede 10 beste yaptım. Sibel Ünli’ye, Elazığ Depremi’ni yaşayan halkımıza besteler yaptım…
“Grup Yorum’a saldırmaktan vazgeçin. Grup Yorum’u kimse yıkamaz. Kaç iktidar geldi geçti, yarın AKP de yıkılır. Grup Yorum kalır. Hele sanatını yapmak için ölümü göze alan insanları kimse yıkamaz…Grup Yorum kurulduğunda ben 5 yaşındaydım. Bugün Grup Yorum 35 yaşında. Bugünün 5 yaşındaki çocuklarıyla büyüyecek Grup Yorum.
Emel Yeşilırmak: Anadolu halkları zulme uğramaya, inançlarını gizli de olsa yaşamaya alışkındır. Anadolu yer altı şehirleriyle doludur.
“Soma’da 301 madencinin öldürülmesinden sonra yapılacak bir etkinliğe davet edildik. Buna katıldıktan sonra hakkımızda yakalama kararı çıkarıldı. Listelere konuldum, kullandığım ilaçları ve şampuanları öğrenecek kadar peşime düşmüşlerdi. Okmeydanı’ndan buraya kadar gelmek, 10 defa vurulmayı göze almak demekti. Sonrasında hakkımda listelerde vardı, etkisiz hale getirildi yazılacaktı…
“Biz 1 yıldır sorgusuz sualsiz tutukluyuz. Anadolu halkları zulme uğramaya, inançlarını gizli de olsa yaşamaya alışkındır. Anadolu yer altı şehirleriyle doludur. İddianamede hakkımdaki dosyalar yazılmış, aynı dosyayı 6 kere yazarak hakkımdaki iddiaları kabartmaya çalışmışsınız. Benim hakkımda açılan bütün davalar hak mücadelesi verdiğim içindir, siz bana 1 Mayıs’a katıldığım için 5 yıl ceza verdiniz…Tavır dergisi tek başına sadece CİA tarafından çıkarılan 800’den fazla derginin karşısındadır. Edebiyat yayıncılığı yozlaşmıştır, adeta can çekişiyor. Tavır dergisi bu yozlaşmanın karşısında duruyor… İbrahim Gökçek en eski Yorum elemanlarından biridir. Bugün ölüm orucunda. Ümit İlter bu ülkenin en güçlü sosyalist şairlerindendir, o da diğer sosyalist şairler gibi hapishanelerde yazıyor şiirlerini.