Bu sabah İstanbul’da tutuklu avukatların davasına devam ediliyor. Açlık grevinde olan avukatlar, izleyicilerin “Devrimci avukatlar teslim alınamaz”, “Kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz” sloganları eşliğinde girdiler mahkeme salonuna. 18 mart günü davanın üçüncü duruşması İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülüyor.
“Terör örgütü yöneticiliği” ve “Terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılanan avukatlara asıl olarak, mesleklerini yapmalarından kaynaklı bedel ödetiliyor.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi 6’sı tutuklu 20 avukatın davasına çok sayıda Baro başkanı, avukat, yurt dışından Avrupa Demokrat Avukatlar Birliği (AED), Dünyada İnsan Hakları ve Demokrasi İçin Avrupalı Avukatlar Birliği’nden (ELDH) avukatlar da meslektaşlarına destek için geldiler.
Silivri Cezaevi Kampüsünde görülen duruşmada, 54. gündür açlık grevinde olan Selçuk Kozağaçlı, Engin Gökoğlu, Aycan Çiçek, Aytaç Ünsal ve Behiç Aşçı’nın yanısıra Barkın Timtik de bulunuyor. Tutuksuz avukatlar Ezgi Çakır, Ahmet Mandacı, Zehra Özdemir, Didem Baydar Ünsal, Yağmur Ereren ve Ayşegül Çağatay da duruşmada yer alıyor.
Halen sürmekte olan davada önemli gelişmeler şöyle :
- Yargılanan avukatlar hakkında celse arasında mütalaasını veren savcı, 18 avukatın “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan cezalandırılmasını talep etmişti. Ayrıca Günay Dağ ve Oya Aslan isimli avukatların dosyasının ayrılmasını talep etti.
- Mütalaayı hatırlatan mahkeme başkanı Akın Gürlek, sanıklara ve avukatlarına esasa ilişkin savunmalarını sordu. Bunun üzerine İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel söz alarak usule ilişkin beyanda bulundu.
- İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, mahkeme heyetinin adil yargılama hakkını ihlal ettiğine dönük tespitleri bulunduğu için 16 baro başkanı olarak duruşmaya katıldıklarını belirtti.
- Duruşmada, İzmir Baro Başkanı Yücel, “Acilen karar vermek istediğinizi anlıyorum ancak meslektaşlarımız adil yargılanmayı hak ediyor. Kovuşturmanın genişletilmesi talebine rağmen savcıdan ısrarla mütalaa istediniz. Adil yargılama için mahkemenin bu aşamada yapması gereken kovuşturmanın genişletilmesi taleplerini alıp esasa dönük savunma için süre vermektir.” dedi.
- Bu arada, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Eyibol da duruşmada hazır bulunduklarının zapta geçirilmesini istedi.
- Avukat Durakoğlu şöyle konuştu “Avukat arkadaşlarımız yargılandıkları ya da tutuklandıkları için değil adil yargılama talep ettikleri için zorunlu olarak açlık grevine başladılar. Kendi aldığınız ara karara uymak zorundasınız. Böyle bir yargılamanın, savunma hakkının kısıtlanarak devam ettirilmesi bizim açımızdan adaletsizliği gösteriyor.”
- Avukat Fehmi Demir, «10 yaşından itibaren yardımcı istihbarat elemanı olarak çalıştırılan ve 2006’da işine son verilen İ.Ö.’nün tanık olarak dinlenmesi hukuka aykırı. Kimliği açık olan tanıkların dahi SEGBİS ile dinlenmesi de usule aykırı. » dedi.
- Avukat Several Ballıkaya SEGBİS ile dinlenen bir tanığın “Ben çok mahkemede tanığım, bu hangi mahkeme bilmiyorum” dediğini hatırlatarak bu kişinin 141 DHKP-C dosyasında tanık olduğunu söyledi.
- Av. Özdemir ise gizli Tanık Kenan Doruk’un şöyle konuştuğunu hatırlattı; “TEM’de ifade verdik, sonra beni götürdüler, savcılığa selam verdik, çıktık.” Ve şöyle dedi « C. Savcısı kolluğun almış olduğu ifadenin altına imza atmış. Bunu neden yapmış? »
- Av. Ali Şafak ise “Başkan siz tanıklardan daha çok konuşuyorsunuz. Tanıklara hatırlatıyosunuz, tanıklar ‘sayenizde’ deyip size teşekkür ediyorlar. Tanık beyanı bu şekilde mi alınır?” dedi.