Faşizm sömürünün önündeki engellerin kaldırılması için olduğu kadar, yoksulluğun ve yoksunluğun, açlığın ve sefaletin, cümle adaletsizliğin yaratacağı tepkiyi engellemek, önüne geçmek için var olan bir yönetim biçimidir aynı zamanda.
Dizginsiz sömürü ülkemizde öylesine pervasızca sürüyor ki, dünyada en fazla çocuk işçi cinayetinin yaşandığı ülkeler sıralamasında üst sıralardayız.
Nisan ayının ilk haftasında üç çocuk işçi katledildi. Bu rakam sadece bilinen, duyulan cinayetler içindir, şüphesiz ülkemizin bir çok yerinde bir çok sektörde çocuk işçiler iş cinayetinde ölüyor, sakat kalıyor…
Üç çocuk güvenlik için harcanmayan birkaç kuruş para yüzünden katledildi…
Yusuf Mısri 14 yaşında, Suriyeli bir çocuk işçi.. Konya Beyşehir’de sondaj kuyusu açılırken sondaj makinesi borusunun yerinden çıkarak yüzüne çarpması sonucu hayatını kaybetti..
Bir diğeri ise
Mehmet Özarslan.. 17 yaşında, maden işçisi.. Kayseri Sarıoğlan’da 12.00 sularında çalıştığı kum ocağında iş makinesinin yağ bakımını yaparken Kızılırmak nehrine düştü.. Cansız bedenine 26 saat sonra ulaşıldı..
Abdurrahman Özkul.. 14 yaşında.. Niğde Bor’da çalıştığı plastik geri dönüşüm tesisinde makineye kaptırdığı kolunun omuz hizasından kopması sonucu hayatını kaybetti..
İkisi de insanca yaşaması, okulda olması, belki bir parkta top oynaması gereken yaşlarda çocuklar. Ancak 17’sinde madene inmek zorunda bırakılmış biri, diğeri ise 14’ünde sondajda çalışarak evine ekmek götürmek zorunda biri. Abdurrahman daha 14’ünde çalışmak zorundaydı ama patronu güvenlik önlemlerini almadığı için o genç kolu omuzundan koparak ölüyor. BU VAHŞET AKP FAŞİZMİNİNDİR! AKP FAŞİZMİNİN CESARETLENDİRDİĞİ GÖZÜ DOYMAK BİLMEZ PATRONLARINDIR.
Ülkemiz on yıllardır çocuk işçiliği vardır evet. AKP faşizmi döneminde çocuk emek sömürüsünün dizginsizce uygulanmasının önündeki tüm engeller kaldırıldığı gibi çocuk işçi cinayetlerinden dolayı hiç bir patronun ceza almaması da çocuk işçi cinayetlerinin artarak devam etmesinin bir diğer sebebi.
