Eski CHP milletvekili siyasetçi Hüseyin Aygün sosyal medya hesabından Yüksel Direnişçilerinin Eğitim-sen’den ihraç edilmeleri üzerine bir paylaşımda bulundu:
Eğitim-Sen geçtiğimiz hafta yaptığı olağanüstü kongrede, kamuoyunun “Yüksel Direnişçileri” olarak tanıdığı Nuriye Gülmen, Acun Karadağ ve Mehmet Dersulu’yu “sendikanın itibarına zarar verdikleri” için sendika üyeliğinden ihraç etti.Nuriye, Acun ve Mehmet’in “savunmaları dahi alınmadan” ihraç kararı verilmesi, sıkıyönetim, 12 Eylül ve AKP rejiminin mahkemelerinde dahi şeklen de olsa “savunma alındığı” düşünüldüğünde, hukuk-dışı bir tavır.Öte yandan “Eğitim-Sen’in itibarına zarar vermek” acaba ne demek? Yıllardır Ankara Kızılay’daki Yüksel Caddesi’nde tek başlarına direnen, kar-kış, polis copu-gaz demeden direnen ve yalnızca Türkiye’de değil, dünyada eşine az rastlanan bir “sivil direniş” örneğine imza atan bu arkadaşların “itibarına” hepimiz yakından tanığız. Acaba Eğitim-Sen’in bahsettiği “itibar” nasıl bir şey ki, bu arkadaşlar ona zarar vermiş? Son olarak; adı geçen 3 arkadaş uzun zamandır tutuklu. KHK ile mesleklerinden ihraç edilmiş arkadaşlar. Yarın mahkemeye çıkarılacak olan bu arkadaşları ihraç eden Eğitim-Sen, onları faşizmin önüne de atmış olmuyor mu? Karar utandırıcı ve hukuk cinayeti bir karar. Altına imza atanlar, büyük bir haksızlığa ve ayıba imza atanlardır. Ve bu kararla, sendikanın tarihine ve itibarına asıl büyük zararı onlar vermişlerdir.
(Hüseyin Aygün, Dersim, 8 Aralık 2020)