Hodri meydan! . Ben mi doğruyu söylüyorum, onlar mı doğru söylüyor?
İki avukat, Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal adil yargılanma hakları için ölüm orucunda. HHB ve ÇHD’li avukatların adil yargılanmadıklarını anlatmak için bir çok şey yazılıp çizilebilir, kanıt delil sunulabilir. Davadaki usülsüzlerden genel davanın içeriğindeki ihlaller, hukuksuzluklar, yasadışılıklar vb bir çok nokta adil yargılanmadıklarını kanıtlayacaktır. Ancak hiç bunlara gerek kalmaksızın, haklı olduğunun anlaşılması için aşağıda Ebru Timtik’in anlattıklarından başka neye ihtiyaç var gerçekten:
“Haydi bakalım hodri meydan. Onlar canlarını kurtarmak için, bunları söylediler, ben de canımı ortaya koyuyorum. Ben mi doğruyu söylüyorum, onlar mı doğru söylüyor?”
Evet, bir yanda ifadeleri ile canlarını kurtaran biri veya birileri diğer yanda ise yalan söylüyorlar diyerek canını ortaya koyan iki Avukat. İtirafçının iftirada menfaati vardır. O yüzdendir ki itirafçının iddiaları ispatlanmak zorundadır. İtirafçının binde bir yalan söyleme ihtimali söz konusu ise dahi aleyhinde ifade verdiği kişi hakkında mahkumiyet kararı verilemez. Bunu ceza hukukçuları defalarca dile getirmiştir.
Ancak, avukatlar hiç bir kanıt, hiç bir ispat olmaksızın sadece savundukları insanlar ile özdeşleştirildikleri ve itirafçı beyanları ile tutuklandılar. Ki bu ikisi de mevcut yasalara bile aykırı.
Yani Ebru’nun sorduğu soru çok önemli ve cevaplanması gereken bir sorudur:
“Haydi bakalım hodri meydan. Onlar canlarını kurtarmak için, bunları söylediler, ben de canımı ortaya koyuyorum. Ben mi doğruyu söylüyorum, onlar mı doğru söylüyor?”
Telefon görüşmesinin tamamını yayımlıyoruz:
… biz zaten devrimciyiz, sosyalistiz. Biz bu insanların avukatlığını yaptık, yapıyoruz. İlişkimiz de budur. Açıkça söyledik. Ama sen git… beni cezalandıracaksan bunlarla cezalandır. Ama git sen kendine gizli tanık uydur, ya da bir tane şizofreni tut, fethullahçıların tuttuğu, 10 sene 15 sene önce tuttuğu şizofren adamın beyanları ile sen beni cezalandırmaya çalış, hakkımda yalan yanlış şeyler uydur. Ben buna katlanamam yani. Dediğim o. Şimdi diyorum ki: “Haydi bakalım hodri meydan. Onlar canlarını kurtarmak için, bunları söylediler, ben de canımı ortaya koyuyorum. Ben mi doğruyu söylüyorum, onlar mı doğru söylüyor?” Ben mi doğru söylüyorum yoksa bütün bu dosyaları uyduranlar mı söylüyor. Haydi buyursunlar, bir şey yapsınlar yani. İnsan canını ortaya koyar mı? Sadece doğru için koyar. Onun için bir meydan okuma olduğunu söylüyorum yani. Meydan okuyorum. Hodri meydan. Ben canımı ortaya koyuyorum sen neyini ortaya koyuyorsun?