Şehitler, tüm dünya halklarının devrim mücadelelerinin en önemli değerlerinin başında gelir. Çünkü tarih boyunca halkların bağımsızlığa, adalete, özgürlüğe ulaşması, bazen binlerce, bazen yüzbinlerce, bazen milyonlarca şehit vererek mümkün olmuştur.
Tarih, şehitlerin verilmediği bir devrim mücadelesi kaydetmedi. Bu nedenledir ki, şehitlere sahip çıkmak, onlara anmak, anlamak ve yaşatmak, devrim iddiasının sürmesinin de doğrudan bir ifadesidir.
14 Nisan günü Köln’de Avrupa Halk Cephesi tarafından bir anma düzenlendi. „Devrim şehitlerini anmak ve umudun kuruluşunu kutlamak“ amacıyla düzenlenen yürüyüş ve anma, kitlenin Hans´Bockler Platz`da toplanmasıyla başladı. Burada toplanan 200 kişi, anmanın yapılacağı Ehrenfeld’e doğru yürüyüşe geçti.
Yürüyüş kortejinin önünde “Umudun Çocukları“ pankartını taşıyan çocuklar ve Dev-Gençliler ve vardı. Dev-Gençliler, tek tip giyinmiş olarak kızıl bayraklar taşıyorlardı. Kortejin önündeki bir araçtan sürekli müzik yayını yapıldı ve sloganlar attırıldı. Yaklaşık 2 kilometre boyunca marşlar ve sloganlarla süren yürüyüşün sonunda, yürüyüş korteji, anmanan düzenleneceği Ehrenfeld Burger Zentrum`a ulaştı.
Yürüyüş sırasında çevreden bir kişi bozkurt işareti yaparak korteji provoke etmeye kalkıştı. Polis, provokatöre müdahale etmedi ilk başta, ne olacak diye bekledi. Ancak yürüyüş kortejinin güvenliğini alanlar tarafından duruma müdahale edilerek, provakatörün amacına ulaşması engellendi. Kortejin etrafında el ele tutuşularak güvenlik oluşturuldu ve yürüyüş o şekilde devam etti.
Salondaki program, şehitlerin anısına verilen yemekle başladı. Yemekten sonra yaklaşık üç saat süren anma programında, şiirler, türküler, marşlar, şehitleri anlatıyordu. Yapılan konuşmalarda şehitlerin mücadeledeki yeri ve Halk Cephesi’nin şehitliğe bakış açısı anlatıldı.
Anma programının bir bölümünde, Pablo Neruda`nın “Oğulları Ölen Analara Türkü” şiiri eşliğinde şehit aileleri sahneye çağırıldı. Umudun çocukları tarafından şehit ailelerine karanfiller verildi. Şehitler adına kısa yazılar okundu.
Anmanın sonuna doğru, “Bize Ölüm Yok” marşına sıra geldiğinde, tüm kitle bu marşı büyük bir coşkuyla ayakta söyledi. Çünkü, bu marş, şehitlerin ölümsüzlüğünü en açık ve kesin biçimde ortaya koyuyordu.
Devrim mücadelesinin şehitleri, dünya halklarının kurtuluş kavgasının şehitleri, 30 Martlardan, 17 Nisanlar‘dan, Büyük Direnişler’den, İspanya İç Savaşı’ndan, Stalingrad’dan, Sierra Maestralardan, nerede bir kurtuluş kavgası varsa, oradan sesleniyorlar:
„Kim demiş ölüm var diye bize
Kardeş kardeş atan bu yürek bizim
Bize ölüm yok…“