Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadın…
Ademin kaburga kemiğinden yaratılan kadın…
Erkeğin korumasına muhtaç kadın…
Kadın sorununu boyutunu ve ciddiyetini göstermek için ek bir çabaya gerek yok. Çünkü kadın sorunu, üzerinde en çok yazılıp çizilen, en çok istismar edilen konulardan birini oluşturuyor. Kimine göre böyle bir sorun yok, kimine göre ise her şey bu sorun etrafında dönüyor.
Sınıflı toplumlarda, kadınların her zaman çift yanlı bir baskı ve sömürüyle karşı karşıya kaldığı görülmekte. Bir yanda evinin kadını, öte yandan da ucuz işgücü olarak kadınlar, sömürücü sınıflar tarafından her zaman aşağılanmış, horlanmış, ve tüm emekçi sınıflarla birlikte azgınca bir sömürüye tabii tutulmuşlardır.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, sadece “kadınlar günü” olarak sunularak, 1977’de BM’de kabul edildiği söyleniyor ve özellikle kökeni anlatılmıyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Amerikalı dokuma işçisi 40 bin kadının 8 Mart 1857’de daha iyi çalışma koşulları için başlattıkları grevlere atfen, 2. Enternasyonal’e bağlı 2. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Clara Zetkin’in önerisiyle 1910’da kabul edilmiştir.