6 Kasım’da Brüksel’de Almanya Konsolosluğu önünde açlık grevi ve oturma eylemine başlayan Cahit Zorel, bugün de eylemini sürdürmek üzere Almanya Konsolosluğu önüne gitti.
Cahit Zorel’in eylemine başlamasının hemen ardından 10 dakika sonra polisler geldiler.
Cahit Zorel’in “burada adam öldürülse bu kadar çabuk gelmezler” diye teşhir ettiği polisler, önce kimlik kontrolü vb. yöntemlerle direnişe karşı tahammülsüzlüklerini sergilediler.
Çabuk gelmişlerdi. Çünkü emperyalist efendileri Almanya öyle istiyordu.
Konsolosluk önünde eylem başlar başlamaz, Konsolosluk önünde bir trafik hemen göze çarpıyor; ardından Belçika polisi gelip Almanya konsolosluğu yetkilileriyle görüşüyor ve sonra Belçika polisi gelip eyleme saldırıyor.
- günde de böyle oldu.
Cahit Zorel’i gözaltına almakla tehdit eden polis, yine aynı cevabı aldı. Polisin saldırı hazırlığı yaptığı bu anlarda, Cahit Zorel, sürekli Fransızca olarak “İhsan’a Özgürlük, Özgül’e Özgürlük, Serkan’a Özgürlük, Hasan’a Özgürlük” sloganlarını attı.
Gerekli(!) polis yığınağı yapıldıktan sonra polisler saldırdı. Polisler Cahit Zorel’i zorla karga tulumba getirdikleri polis aracına taşıdılar.
Cahit Zorel, polisler tarafından götürülürken kesintisiz olarak “Eda Haydaroğlu Yalnız Değildir!” sloganını attı.