Grup Yorum’a linç saldırısına katılıp açıklama yapan kurumlardan biri de KESK İstanbul örgütlenmesi oldu.
Bu açıklamaların, haberlerin herbirini ele alıp herbiri üzerine yazmak, fiilen ve fiziken imkansız. Ama yine de bunlardan karakteristik olan bir kaçını buraya aktarmak istedik.
1- Fatmanur Altun’un Kışkırtması
İlginçtir, linç kampanyasının başını bir AKP’li faşist olan Fatmanur Altun çekti desek yeridir. Çünkü ilk onun açıklaması yayınlandı, yaygınlaştırıldı.
Fatmanur Altun’un şu mesajı yaygınlaştırıldı:
“Fikirleri değişti diye « solcu » bir kadını sokak lincine hedef gösteren solcular ve sol cenahta bildik sessizlik.
Tecavüzlere bile ses çıkaramayan sol cenahın kadınları, bu zihniyeti bildikleri ve sahici bir şiddet yahut dışlama tehdidi sezdikleri için konuşamıyorlar belli ki. »
Bir faşist, küçük aklıyla, soldaki kadınları Grup Yorum’a karşı açıklama yapın diye kışkırtıyor ve KESK’lisi, İHD’lisi, feministi « sol » kadınlar kalkıp Grup Yorum’u kınıyorlar.
Bir tanesi çıkıp da Fatmanur Altun denilen ahlaksıza, sen solun tecavüzlere sessiz kaldığını nerde gördün.. sen sola çamur atıyorsun, iftira atıyorsun demedi.. demiyor..
Biri çıkıp da sen kendi faşist partinin, AKP’nin tecavüzleri aklayan, meşrulaştıran, çoğaltan politikaları karşısında ne yaptın ahlaksız kadın.. demedi, demiyor.
Ama bu faşist ahlaksızın kışkırtmasıyla, birer birer açıklamalar yapılıyor.
Kim bu Fatmanur Altun? Onu da anlatalım:
Marmara Üniversitesi Üyesi..
TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı,
KADEM Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi..
Veeee… Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyesi.
Havacılıktan çok iyi anladığı(!) için bu göreve getirilmiş. THY’den ayda 20 bin lira « huzur hakkı » alıyor.
Ve yine, AKP İKtidarının, Soygun ve katliamcılığın başı Tayyip Erdoğan’ın İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un eşi.
İşte Linç kampanyasında kimilerinin yanyana geldiklerinden biri bu.
2- Kesk Kadın Meclisi’ne Sorular:
«Grup Yorum’u Kınıyoruz» başlığıyla yayınlanan KESK İstanbul Kadın Meclisi açıklamasının tamamı şöyle :
«Geçtiğimiz günlerde Grup Yorum tarafından bir kadını açıkça hedef haline getiren eril, üsttenci, tehlikeli ve tehditkar bir dille açıklama yapıldı.
Bu eril dili kınıyor, Dilan Ekin’in başta yaşam hakkı olmak üzere, düşünce özgürlüğünü savunuyoruz. »
a- Duymuş muydunuz? Demek ki, KESK İstanbul Kadın Meclisi diye bir örgütlenme varmış!
Biz bu örgütlenmeyi, Dilan Ekin’e faşizm zulmederken hiç duymamıştık.
Bu örgütlenme, Betül Varan’ın saçları yolunduğunda da duyulmadı.
Bu örgütlenmenin, Yüksel direnişçisi kadınlar, KESK merkezinde dövüldüğünde bu «eril» saldırıyı kınadıklarına dair bir bilgimiz yok. (Çok eskilere, mesela, 6 kadın Bayrampaşa hapishanesinde diri diri yakılırken, bunlar var mıymış, varsalar ne yapmışlar diye sormaya gerek duymuyoruz.)
b- Burjuvazinin yalanına ortak olmak niye? Dilan Ekin’in yaşam hakkı ile ilgili bir tartışma, tehdit vb. olmadığı halde, burjuvazinin adice ortaya attığı «ölüm tehdidi » yalanını açıklamasına alıp yaşam hakkından sözetmek, burjuvazinin alçaklıklarına ortak olmak değil mi ?
c- Son soru: Son olarak KESK İstanbul Kadın Meclisi, ömrünü halkın özgürlüğü mücadelesine vermiş, 37 yıldır tutsak olan Ali Osman Köse’nin yaşam hakkını savunuyor mu ? Savunuyorsa bu konuda ne yaptı? Yoksa, Ali Osman Köse « kadın » olmadığı için bu durum KESK’li kadın Meclisini İLGİLENDİRMİYOR MU ?
3- Sema İlkin De Kim?
Burjuva gazetelerin Grup Yorum’a linç saldırısı içinde başlıklara çıkardığı açıklamalardan biri de Sema İlkin’e ait idi.
Kimdi? Bilmiyorduk, öğrendik.
Açıklamayı yapan Sema Silkin Ün, Gelecek Partisi Kültür ve Sanat Politikaları Başkanı imiş.
Şöyle dediğini yazdı gazeteler:
“Gelecek Partisi Kültür ve Sanat Politikaları Başkanı Sema Silkin, Grup Yorum’un Dilan Ekin hakkındaki açıklamasına sert tepki gösterdi. Silkin şunları kaydetti: “Kutsadıkları ölümü reddeden bir kadın üyelerini ihanetle suçlamakla yetinmeyip linç edilmesini istiyorlar. Bir kadına şiddet uygulanmasını çağrısı yapan bu zihniyetin cahiliye döneminden farkı yoktur.”
Böyle demiş:
Bu ülkede Grup Yorum üyelerine en ağır cezalar verilirken, işkence yapılırken, böyle bir kurumun varlığını duyan oldu mu ?
Bu ülkede sanatçılara her çeşit baskı yapılırken, 100’ü aşkın müzisyen intihar etmek zorunda bırakılırken bu partinin bir açıklamasını gören oldu mu ?
Ama şimdi bu düzen savunucuları, bu faşist partinin başkan yardımcısı, “grubun bu lince davet eylemi faşizan köktenciliklerini açığa çıkarmıştır” diyor.
“Dört kadın almak normaldir” diyen kafa, Yorum’u “cahiliye dönemiyle” suçluyor.
Kara mizah! Başka bir şey değil.
Faşişt, bu toprakların sosyalist sanatçılarını neyle suçluyor?
İşte linç saldırısına katılanların yanyana geldiklerinden biri de bu.