Silivri Cezaevi’nde tutsak olan ve 11 yıl 3 ay hapis cezası verilen ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı karara itiraz ettiğini duyurdu.
Kozağaçlı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı’na,« Karara itiraz ediyorum. Böyle bir sözde yargısal hükmün ortadan kaldırılması için sayısız gerekçenin dayanaklarıyla birlikte orada olduğunu biliyorum. Bana dosyaya baktırmadığınıza göre, sizin onları benim için de bulmanızı umuyorum » dediği bir dilekçeyi iletti.
Selçuk Kozağaçlı ayrıca şunları belirtti, “Yargılandığım süre boyunca hapishanede 12 metre karelik bir hücrede tutuldum. Dava dosyası kağıda basılmış olarak bana hiç verilmedi. Zaten 30 bin sayfayı bulan büyüklüğü nedeniyle, verilseydi de fiziksel açıdan hücreye sığma ihtimali yoktu.
15.09.2018 tarihinden, size bu dilekçeyi yazdığım 22.04.2019 tarihine kadar, yaklaşık 200 gün boyunca tüm yazılı taleplerime ve tutanaklara geçen sözlü başvurularıma rağmen dava dosyasını incelememe izin verilmedi. Bir gerekçe bildirilmediği gibi cevap da almadım. İstisnası, 29.11.2018 tarihini izleyen, tek seferliğine sağlamış toplam 2 saatlik bir erişimdir.
Dosyayı incelememin engellendiği bu 200 gün boyunca önemli gelişmeler oldu;
Aralık ayı başında bir duruşma celsesi yapıldı (Mahkemeye dosyaya erişemediğimi bildirdim)
21.02.2019 tarihinde hapishaneye savcılığın esas hakkında görüşü tebliğ edildi (Hapishane idaresine dosya inceleme talebimi ilettim)
Marta ayı ortasında bir duruşma celsesi daha yapıldı (Mahkeme heyetine dosyayı incelememe izin verilmediğini hatırlattığım gibi bu tutumu ‘reddi hakim’ nedenlerinden birisi olarak da bildirdim)
19 Mart 2019 tarihli duruşma celsesinde, mahkeme heyeti tarafından ‘duruşma salonundan çıkarılmama’ karar verildiği için gıyabımda, ‘esas hakkında savunma’ yapmam için ‘kesin’ olduğu öne sürülen ‘bir günlük’ süre verildiğini sonradan öğrendim.
20 Mart 2019 tarihinde, yine gıyabımda hüküm kurulduğunu öğrendim.
16.04.2019 tarihinde ‘gerekçeli hüküm’ hapishanede tebliğ edildi. Dijital dosyaya erişimime hala izin verilmiyor. Tebliğ edilen ‘kararı’ kabul etmek elbette mümkün değil. Eğer sadece dava dosyasının 200 gün boyunca tutukluya incetilmemesi gerçeğini müstakilen ve
Kendisi de aynı zamanda avukat olan, Porto Riko asıllı Amerikalı şair Martin Espada, « ON BİRİNCİ GEREKÇE » şiirinde şöyle söyler ;
Bunlar on gerekçedir diyor yargıç
On birinciye ihtiyacım var. Bir gerekçe daha ver.
Yüzüm kızarıyor. Bakıyorum masanın altına
Dosyalarım yok, notlarım yok
Klasörlerim yok, sarı bloknotlarım yok
Casusluk, elektrikli sandalye, bunlar uzmanlık anlanlarım değil. Bir kira avukatıyım ben. On birinci gerekçeyi tartışmak için hazır değilim.
Erteleme istiyorum
Yasal görüş bildireceğim
On birinci gerekçe üzerinde.
Hayır diyor yargıç, gülümsüyor sonra …
Yargıçlar on birinci gerekçeyi istediler diyorum size
Biliyorum bunu diyorsunuz, biliyorum kırkbeş yıldır.
Cellatlar bilirler, On parmak vardır ellerimizde
Bu yüzden isterler on birinciyi
Diyorum, öldürürler bu durumda hepimizi
Şu anda değil diyorsunuz, beni geçip bakarak göz ucuyla kapıları kapatan mübaşire
Şu anda değil »